Ana Sayfa Blog

Dağ Ortancası – Hydrangea Serrata

0
Hydrangea serrata
Hydrangea serrata

Kore ve Japonya'nın dağlık kesimlerinden gelmekte olan Hydrangea serrata, bugün genelde müstakil bir tür olarak kabul edilmiştir. Dilimizde dağ ortancası olarak adlandırılırken, aslında familyası dahilinde Hydrangea cinsi çiçekler arasında bilimsel olarak bu tür müstakil bir türden bahsedilmez.

Dağ Ortancası Özellikleri

  • Türkiye'de Cennet çayı gibi bir isme de sahip olan bu çiçek, bugün müstakil bir tür olarak kabul edilir.
  • Ortancaya benzeyen bir görüntüsü bulunsa da bilinen ortancadan daha ufak bir yapıya sahiptir. Özellikle çiçek ve yaprak bölümleri daha ufaktır.
  • Çiçeklerde dal ucunda bulunan çiçek gruplarında kenar bölümlerinde kısır yalancı çiçekler yer alır. Orta bölümlerde ise gerçek çiçekler görülür.
  • Değişen kültivarlar sayesinde değişen renkler görmek mümkün olurken, hem boy hem de yalancı çiçek şekillerinde farklılıklar görülebilir.
  • Bazı türleri -24 0C ve genellikle de birçok türü kışın -30 0C soğuklara kadar dayanabilir.
  • İyi sulama koşulunda güneşe de dayanıklıdır.
Dağ ortancası çiçeklerine yakından bakış
Dağ ortancası çiçeklerine yakından bakış

Dağ Ortancası Bakımı

Cennet çayı olarak da adlandırılan bu bitkide bakım işlemleri için farklı ayrıntılara dikkat etmek önemlidir.

Işık

Sulama koşullarının uygun olması ile birlikte dağ ortancası tam olarak güneş alan yerlerde dahi yetişebilmektedir. Çok soğuk havalara dayandığı bilinmek ile birlikte çok fazla güneş ihtiyacı göstermeden sıcak havalı iklimlerde de güneş altında yetişebilir.

Toprak

Toprağın özellikleri çiçeğin rengini değiştirebilmektedir. Eğer kullanılan toprak asitli olursa, mavi ve mor gibi çiçek renkleri görülebilir. Toprak alkalinli olduğunda ise çiçekler pembe ve eflatun gibi bir tona sahip olabilir. PH nötr topraklarda ise genellikle beyaz renk çiçek görülür. 

Sulama

Dikkatli sulama sayesinde güneş alan veya soğuk yerlerde de yetişebilen bir bitkidir. Suyu tıpkı ortanca gibi çok sevdiği için toprak çamur gibi olmayacak şekilde ıslak bir toprak sağlanmalıdır. Çünkü çok fazla su ise yaprak lekeleri ve kuruma gösterebilir. Toprak kurudukça özellikle sabah saatlerinde sulama yapılabilir.

Budama

Çiçekler eski dallardan açtığı için özellikle sonbaharda zayıf ve sağlıksız yeni dalları budamak gerekir. Kış sonunda hafifçe seyrekleştirme yapıldığında bahar ile birlikte yeniden sağlıklı çiçekler açacaktır.

Mavi dağ ortancası
Mavi dağ ortancası

Dağ Ortancası Nasıl Çoğaltılır?

Çoğaltma için bu çiçek türünde örnek olarak tepe çeliği çiçeksiz dallardan alınarak ilkbahar-yaz arasında uygulanabilir. Eğik bir dalın toprağa gömülmesi ile yeni bir bitki elde etmek mümkün olduğu gibi kökten alınan bir çelik veya olgun dal çeliği ile de çoğaltma yapılabilir. Genç veya olgun bir dalın alınmasıyla su içerisinde köklendirme sağlamak da mümkündür.

Dağ Ortancası Hastalıkları ve Zararlıları

Ortanca bitkilerinin çoğunda görüldüğü gibi yaprak bitleri ve mantar hastalıkları bu bitkide de görülebilir. Bu durumlara karşı ilaçlama tercih edilmesi ile problem giderilebilir. Ayrıca bahsedildiği şekilde sulamaya özen göstermek gerekir.

Sıkça Sorulan Sorular

Hydrangea serrata ile ilgili aklınıza takılan birçok sorunun cevabını bu bölümde bulabilirsiniz.

Dağ Ortancası Salonlarda Yetişebilir Mi?

Ortanca çeşitleri bahçelerde gür bir alanda yetişme ihtiyacı hissetse de saksıda da yetişebilir. Ev ortamında salonlar için büyük saksılar tercih etmek önemlidir.

Dağ Ortancası Çiçekleri Hangi Renktir?

Türün farklı alt türlerinde mor, beyaz veya pembe çiçekler görülebilir. Çiçek renklerinde özellikle toprağın cinsi etkili olmaktadır.

Dağ Ortancası Ne Zaman Çiçek Açar?

İyi bir sulama ile yeterli büyüklüğe ulaştığında çiçek açmaya başlayacaktır. Genellikle çiçeklenme Haziran ile Eylül arasında görülebilir.

Yazı Sponsoru

Salon Yaprağı – Aspidistra Elatior

0
Salon yaprağı
Salon yaprağı

Kuşkonmazgiller() familyası üyelerinden biri olan salon yaprağı türü, anavatanı olarak Japonya ve Tayvan topraklarında yetişir. Yanlış sulama veya yetiştirme koşullarına dahi dayanabilen Aspidistra elatior, özellikle iç mekânda çok sık seçilen bir süs bitkisi çeşididir.

Günümüzde salonlarda daha az görülmeye başlansa da bahçelerde dahi yetişebilecek bu bitki, özellikle 19. yüzyıl İngiltere'sinde demir döküm çiçeği ismi ile çok popüler olmuştur. Bitkide dal uzama çok nadir görülür. Ancak iyi bir toprak ve su koşulu oluştuğunda da 1 metreye kadar uzanan yaprakları görülebilir.

Salon Yaprağı Özellikleri

  • Saksı ve bahçe çiçeği olarak kullanılabilecek salon yaprağı toprak altından çıkan uçları ile uzun saplı yapraklar gösterir.
  • Gölge ve sulak bir yerde bulunduğunda daha uzun saplara ve güneşli yerlerde ise daha kısa saplara sahip olur.
  • Genellikle yaprak boyları 40-75 cm civarında görülebilir.
  • Çiçekleri toprak altı saplardan uzayan kısa bölgelerde birkaç gün görülecek şekilde açar. Çiçek rengi mor ile kahverengi arasında olmak ile birlikte çok küçük bir yapıya sahiptir.
  • Bitki kışın -15 0C civarına kadar dayanabilir. 
Bahçede salon yaprağı
Bahçede salon yaprağı

Salon Yaprağı Bakımı

Özellikle evde saksı içerisinde yetiştirmek için salon yaprağı tercih ediyorsanız, bakımına dikkat ederek her noktayı özenle uygulamanız gerekecektir.

Işık

Çok fazla güneşe gereksinimi olmadan kolay bir yetiştiricilik sağlayan salon yaprağı genellikle iç mekanda saksılarda yetiştirilir. Bahar ve yaz mevsiminde özellikle öğlen vaktinde çok fazla güneşe maruz kalmamalıdır. Çünkü fazla güneş ışığı yaprakların bozulmasına neden olabileceğinden yarı gölgeli veya koyu gölgeli bahçelerde de yetiştirilebilir.

Salon yaprağına yakından bakış
Salon yaprağına yakından bakış

Toprak

Fazla asitli bir toprak içerisinde yetiştirilmesi çok fazla tavsiye edilse de aslında çok fazla toprak seçiciliği göstermez. Gölge ama aydınlık olabilecek havadar bir yerde temiz tutularak yetiştirilmesi gayet kolaydır. Alkalinli topraklarda dahi yemyeşil yaprakları ile saksılarda rahatlıkla yetişebilir. Çok önemli bir nokta olarak en az 2 veya 3 yılda bir saksı toprağının değiştirilmesi de önemlidir.

Sulama

Aspidistra bitkisi için sulama her zaman en önemli ayrıntılardan birisidir. Şebeke sularında dinlendirilmiş ve kloru çökmüş suyu rahatlıkla sulamada kullanabilirsiniz. Çünkü şebeke suyu içerisindeki klor yaprak sağlığına zarar verebilmektedir. Kuyu suyu gibi sert mineralli sular ise bitkiye zarar verebilir. Sulamayı ilkbahar ve yaz mevsiminde toprağın kuruması ile diğer mevsimlerde ise toprak çok fazla kuruduğunda düzenli bir şekilde yapmak gerekir.

Budama

Saksı veya bahçe yetiştiriciliğinde yapraklarda bir süre sonrasında uçlarda solma görülebilir. Bu nedenle yapraklar üzerinde biriken tozları silmeniz fayda sağlar. Gelişimi yavaşlayan yapraklarda ise her 3 yılda bir yapraklar dipten kesilerek yeniden yaprak vermesi sağlanabilir.

Ağacın altında çoğalmış salon yaprakları
Ağacın altında çoğalmış salon yaprakları

Salon Yaprağı Nasıl Çoğaltılır?

Çok pratik bir şekilde 4 veya 5 yıl geçmiş bir bitki kullanarak çoğaltma gerçekleştirebilirsiniz. Bu yaşlarda bir bitkinin dip bölümünde dallardan birini ayırarak farklı bir saksıya diktiğinizde çok yüksek bir ihtimal ile yeni bir bitki elde etmeniz mümkündür.

Salon Yaprağı Hastalıkları ve Zararlıları

Bitkinin karşılaşabileceği en büyük hastalıklardan birisi çok fazla güneş ışığı ile ve hatta öğlen güneş ışığı ile karşılaştığında yaprak solma göstermesidir. Çünkü aksi takdirde zararlılara dayanıklı ve birçok koşula karşı uyumlu yapısı ile gayet sağlıklı bir çiçek türüdür.

Sıkça Sorulan Sorular

Aspidistra elatior hakkında aklınıza takılan sorularını pratik cevaplarını burada bulabilirsiniz.

Salon Yaprağı Çiçek Açar Mı?

İhbar ve yaz mevsiminde tabana yakın bölümlerde çok küçük kahverengi ve mor arası çiçekler açılır. Dikkat etmediğinizde birkaç gün ömrü olan bu çiçekleri fark etmeniz mümkün olmayacaktır.

Salon Yaprağı Yaprakları Nasıl Parlatılır?

Bitkinin yapraklarında parlak ve ışıltılı bir görüntü için sadece ıslak bir bez ile toz alınması yeterlidir. Deterjan ve parlatıcılardan uzak durarak arada bir zeytinyağı kullanılabilir.

Salon Yaprağı Yaprakları Sararma Gösterir Mi?

Çok fazla güneş yaprakların sararıp kurumasına neden olabilir. Ayrıca yeterli besin almaması bu durumu ortaya çıkarabileceği için ilkbahardan yaz sonuna kadar ayda bir bitki besini takviyesi kullanabilirsiniz.

Yazı Sponsoru

Sarımsak Sarmaşığı – Cydista aequinoctialis

0
Sarımsak sarmaşığı
Sarımsak sarmaşığı

Asma tarzında bir yetişme kültürüne sahip olan sarımsak sarmaşığı Anadolu'da özellikle Ege Bölgesi'nde çok sık görülen bir çiçek türüdür. Bölge halkı tarafından gelin tacı çiçeği olarak da adlandırılan bu bitki, özellikle yapraklarının saldığı sarımsak kokusu ile tanınır. Çünkü bitkinin yapraklarının ovalanması ile birlikte ortaya bir sarımsak kokusu yayılır.

Latince Cydista aequinoctialis olarak adlandırılan sarımsak sarmaşığı bitkisi, familyası içerisinde yer alır. Görünüşü de tıpkı aynı familyada yer alan Acemborusu gibi bir asma yapısına benzer ve bu sayede özellikle yaz mevsimlerinde çardak bitkisi ya da bahçe bitkisi olarak kullanmak da mümkündür. 

Meksika'nın Güney bölgelerinde ve özellikle Güney Amerika'da Brezilya ile Paraguay doğusu bölgelerinden elde edilen bu bitki, Türkiye'ye yıllar öncesinde gelmiştir. Anavatanı olan topraklarda genellikle nehir kenarlarında ve bataklık gibi bölgelerde suyu bol bulduğunda rahatlıkla yetişir. Begonvil benzeri görünümü ile bahçe dekorasyonları, çardak dekorasyonları ve deniz kenarı topraklarda sahil bahçeleri için çok sık kullanılır.

Sarımsak sarmaşığı çiçekleri
Sarımsak sarmaşığı çiçekleri

Sarımsak Sarmaşığı Özellikleri

  • Sarmaşık bitişi, yaz mevsiminde açmış olduğu yeşil yapraklarını kış mevsimi boyunca dahi dökmez. 
  • 2 parçadan oluşan yaprakları ile birlikte güneşe ve soğuk havaya dayanıklı bir yapısı bulunmaktadır.
  • Yaz mevsiminde özellikle bol su ile birlikte kolaylıkla yetişebilir ve bulunduğu bölgede 15 metre gibi bir uzunluğa ulaşabilir.
  • Yaprak ve gövde tutaçları ile birlikte ağaçlara tırmanarak büyüme gösterebilir.
  • Yaprakları ve bitkisi zehirli olmamak ile birlikte ovalanan yapraklarından sarımsak kokusu yayılır.
  • Bazı bölgelerde yaprakları ve çiçekleri sarımsak lezzeti ve kokusu için dahi kullanılmaktadır. gıdalara aynı aromayı verebilmektedir.
  • Kış mevsiminde -7 0C gibi iklim koşullarına dayanabilir.
  • Sarımsak sarmaşığı ilkbahar ve yaz başı ile birlikte çiçek açmaya başlar. Hatta bazı yıllarda iklimin uygun olması ile sonbaharda yeniden çiçek açabilir.
  • Doğru yerde yetiştirildiğinde yaz boyunca çiçekli olarak yaşamaya devam eder. Ancak Güneş ile doğru karşılaşmaz ise çiçek açmayabilir.
  • Çiçeklerinin lavantaya benzer bir rengi bulunmak ile birlikte eskiyen çiçeklerde renk daha fazla açılır ve sonrasında beyaza yaklaşabilir.

Sarımsak Sarmaşığı Bakımı

Anavatanı Güney Amerika toprakları olan ve Türkiye'de özellikle Ege ile Akdeniz'de uygun yetiştiricilik yapılabilen sarımsak sarmaşığı için bakım noktasında birçok ayrıntıya dikkat etmek gerekir. Bitkinin doğru bakımını yapabilmek için sulamadan ışığa ve kullanılacak topraktan yapılacak budama işlemlerine kadar her ayrıntıyı gözden geçirebilirsiniz.

Sarımsak sarmaşığı yaprakları
Sarımsak sarmaşığı yaprakları

Işık

Sarımsak sarmaşığı yaz mevsiminde özellikle güneşli bölgeleri seven bir bitki çeşididir. Ancak yazın en sıcak günlerinde şiddetli güneş ışığından muhafaza ederek yarı güneşli yerler tercih edilebilir. Doğru yere dikildiğinde çok fazla bakım gerektirmeden ışığı günlük düzenli bir şekilde alarak ve su ile buluşarak büyümesini sürdürür.

Toprak

Bitki toprak seçme huyu olmayan ve susuzluğa karşı dahi dayanıklı bir bitki çeşididir. Eğer saksı içerisinde yetiştirmek istiyorsanız, bakımını buna göre yapmanız ve büyük bir saksı seçmemiz gerekecektir. Büyük saksılarda toprak bol olacağı için kökler sıcaktan etkilenmeden yaygın bir şekilde yetişebilir. Hatta tercihe bağlı çömlek saksı seçilebilir. 

Saksı toprağında torf toprak 4 ölçü alınarak, içerisine 2 ölçü arazi toprağı, 1 ölçü yanmış koyun gübresi ve 1 ölçü kadar da dere kumu karıştırılarak bu saksıda dikim yapılabilir. Bahçe yetiştiriciliğinde ise serin toprak istediğinden özellikle dikim sonrası iki yıl düzenli sulama yapmak gerekir. Fazla toprak seçen bir bitki olmadığı için bahçede güneş ışığına bağlı uygun yerlerde rahatlıkla yetişebilir.

Sulama

Anavatanı sulak bir bölge olduğu için sarımsak sarmaşığı ülkemizde de sulak topraklarda rahatlıkla yetişebilecek bir bitkidir. Aslında tıpkı bir kaktüs gibi susuzluğa dayanabilecek olsa da bünyesi güçlü olmadığında yapraklarını dökme tepkisi gösterebilir. Saksı yetiştiriciliğinde sulak ve nemli bir toprağı sağlamanız ve toprak yüzeyine ağaç kabukları gibi bir madde ile kaplamanız fayda sağlayacaktır. Kış mevsimlerinde de toprağın kurumasını beklemeden hafif sulama ile toprağı nemli tutmanız fayda sağlar.

Sarımsak sarmaşığı çiçeği tomurcukları
Sarımsak sarmaşığı çiçeği tomurcukları

Budama

Sarımsak sarmaşığı dikildikten sonra genç yapısı ile budama gerektirmeyen bir bitkidir. Özellikle ilkbahar mevsimi ile çiçekler döküldükten sonra dalların budanması tavsiye edilmeyecektir. Aynı dalların yaz sıcaklıklarında yeniden çiçek açma şansı bulunmaktadır. Yaz mevsiminde özellikle dekorasyon için kullandığınız sarmaşıklarda budama yapmanız gerekebilir ve bu durum bir sonraki yıl çiçek açacak dallar elde edilmesine de yardımcı olabilir.

Sarımsak Sarmaşığı Nasıl Çoğaltılır?

Sarmaşığın çoğaltılabilmesi için yaz mevsimi başında yarı olgun dal çeliği kullanmanız gerekir. Bunun yanında genç fakat sert dalları kırarak toprağa batırma yöntemi ile de kolaylıkla köklendirme elde edebilirsiniz. Hatta bu bitkide tohumla üretim yapılabileceği gibi basit daldırma yöntemi veya kök sürgünlerinin kullanılması tercih edilebilir.

Sarımsak Sarmaşığı Hastalıkları ve Zararlıları

Bir bahçe bitkisi olarak kamelyalar gibi noktalarda tercih edildiğinde sarımsak sarmaşığı birçok farklı haşereyi bölgeden uzaklaştırabilir. Bu özelliği ile zararlıları ve böceklerin uzaklaştırma avantajı sağlarken, çok fazla güneş yaprak kurmasına ve susuzluk ise gelişme bozukluğuna neden olabilir.

Sarımsak sarmaşığı çiçeklerine yakından bakış
Sarımsak sarmaşığı çiçeklerine yakından bakış

Sıkça Sorulan Sorular

Sarımsak sarmaşığı bitkisi hakkında merak ettiğiniz birçok önemli sorunun kısa yanıtlarını bu bölümde bulabilirsiniz.

Sarımsak Sarmaşığı Türkiye'de Nerelerde Yetişir?

Bu sarmaşık türü tropikal bölgelerden geldiği için Türkiye'de de nemli ve sıcak topraklar ister. Ülkemizde Ege ve Akdeniz Bölgesi'nde yetişebilmektedir.

Sarımsak Sarmaşığı Soğuğa Dayanabilir Mi?

Sarmaşık soğuğa dayanıklı ve kışın yaşayabilen bir bitkidir. Ancak kışın en fazla -7 0C soğuğa dayanabilir.

Sarımsak Sarmaşığı Zehirli Midir?

Kokusu gereği sarımsağa benzeyen yapısı bulunsa da zehirli bir bitki değildir. Bazı bölgelerde gıdalara dahi katılmaktadır.

Yazı Sponsoru

Gece Oksijen Üreten Bitkiler

0
Gece oksijen üreten bitkiler
Gece oksijen üreten bitkiler

Doğal yollarla havayı temizlemek artık mümkün! Teknolojik ürünlerin yanlış kullanımı ve kaynakların tasarruf gözetmeksizin kullanılması ile havadaki kirlilik oranı artmaktadır. Nefes almak için ise bir orman veya kısa bir yürüyüş iyi gelmektedir. NASA da bu konuda gece oksijen üreten bitkiler üzerine yoğunlaştı ve önümüze yıllar önce bir araştırma sundu. Bu araştırmada çeşitli kimyasallar kullanılmış ve on iki bitki üzerinde deney yapılmıştır. Kimyasallara maruz kalan bitkiler ve toprağın durumu gözlemlenmiştir. Çeşitli filtreler kullanıla bile toprak da bitkiler de salınan bu bileşenleri maalesef ki emmiştir. Aynı bir filtre görevi gören bu bitkiler neler, inceleyelim.

Geceleri Oksijen Salınımı Yapan Bitki Türleri
Geceleri Oksijen Salınımı Yapan Bitki Türleri

Geceleri Oksijen Salınımı Yapan Bitki Türleri

Geceleri oksijen üreten bitkileri bilmek ve evlerimizde yer vermek birçok açıdan yarar sağlayacaktır. Dekorasyon, nem dengesi sağlamak, hava kalitesini yükseltmek ve stres azaltmak gibi sebepler için tercih edilebilirler. Bu yüzden doğanın bu sessiz kahramanlarını sizler için sıraladık.

1.     Yılan Bitkisi

Yılan bitkisi, sahip olduğu uzun ve mumsu yaprakları sayesinde havadaki tozları yakalar. Nazik davranışlarla temizlenebilen bu tozlar ciğerlerinize ulaşmadan tutulmuş olur. Aynı zamanda havadaki karbondioksit ve formaldehiti de emer. Emdiği karbondioksidi oksijene çevirir.

2.     Pothos

Pothossarmaşığı hem çabuk büyüyen hem de ortamınıza oksijen salan iç mekân bitkilerindendir. Özsuyunun zararlı olmasından ötürü dikkat edilmelidir. Asılı saksılarda daha çok tercih edilmektedir.

3.     Kasımpatı

Kasımpatı olarak da duyabileceğiniz krizantem çiçeği de geceleri oksijen üreten bitkiler arasında yer alır. Bazı türleri zararlı olabilir bu yüzden yetiştirilirken dikkat edilmesinde fayda var.

ficus benjamina large green houseplant with long braided stem
ficus benjamina large green houseplant with long braided stem

4.     Benjamin

Benjamin bitkisi, iyi bir bakım isteyen iç mekân bitkilerindendir. Yine bu bitki formaldehit, trikloretilen ve benzen gibi solunum sistemine olumsuz etki eden maddeleri, havadan temizlemekte görevlidir.

5.     Orkide

Orkide, ksileni emerek gece oksijen salan bitkilerdendir. Toprak ve su kirliliğine sebep olan ksilen gibi maddeleri emen bitkilere fitoremediasyon bitkileri adı verilmektedir. Fitoremediasyon, bitkilerin yer aldığı bir çevre temizleme yöntemidir. Suyun ve toprağın temizlenmesinde büyük bir rol oynayan bitkiler, bütün parçaları ile bu temizlik işine girişir. Fitoremediasyon da fitodegradasyon, fitostabilizasyon, fitoekstraksiyon, fitofiltrasyon ve fitovolatilizasyon olarak kategorilere ayrılır.

6.     Örümcek Bitkisi

Bakımı oldukça kolay olan örümcek bitkisi de geceleri oksijen üreten bitkilerden bir diğeridir. İsmini örümcek bacaklarına benzeyen yapraklarda nalan bu bitki; iyi drenajlı bir toprak, aşırı ısıdan ve direkt güneş ışığından uzak tutulması, dikkat edilmesi gereken tek şeydir. Evi ferah hale getiren bu bitkiyi tercih etmemek hata olur. Evcil hayvan beslenen evler için de güvenli bir seçim olmaktadır.

7.     Gerbera

Uyku problemleri yaşayanlar için iyi bir çözüm olan gerbera da geceleri oksijen üretmektedir. Rahat nefes almak ve kaliteli bir uyku çekmek için yattığınız odada gerbera bulundurabilirsiniz. Yine de çeşitli alerjilerinizin olup olmadığını kontrol ederek yetiştirmekte fayda var.

8.     Tulsi

Kutsal fesleğen olarak da bilinen Hindistan’a özgü tulsi, kaygıyı azaltan bir koku yayar. Pencere kenarında, evde veya balkonda bu bitkiyi bulundurmak, yaydığı oksijen sayesinde geceleri rahat uyumanızı sağlar. Antioksidan özelliği vardır, çay olarak da tüketilir.

9.     Aloe Vera

Birçok tıbbi faydası olan bir sukulent çeşidi Aloe vera da listemizde yer alıyor. Hem gündüz hem gece oksijen salan bu bitki kirleticileri çevreden uzak tutar. Formaldehit ve benzeni emer, geceleri rahat bir uyku çekmenizde büyük rol oynar. Bu yüzden sıklıkla iç mekân bitkisi olarak tercih edilir.

10.  Areka Palmiyesi

Areka palmiyesi kışın kuru, yazın ise nemli toprağı tercih etmektedir. Sarı palmiye, kelebek palmiyesi veya altın palmiye olarak da duymuş olabileceğiniz bu bitki de geceleri oksijen üretip ortamınızın havasına katkı sağlar. İngilizce’de VOC adı verilen zararlı kimyasalları temizleyebilir. Bunlar boya, mobilya ve temizlik ürünleri gibi ürün ve eşyalardan kaynaklanır. Yine yaprakları da yılan bitkisi gibi tozları tutar.

11.  Barış Çiçeği

Bol bol yaprağı bulunan barış çiçeği bakımı en kolay olan iç mekan bitkilerinden biri olmaktadır. Doğrudan gelen güneş ışığını sevmeyen bu bitki ksilen, toluen, benzen, formaldehit gibi geniş bir uçucu organik madde bileşenlerini havadan filtrelemeye yardımcı olabilir.

Ofiste yetiştirilen paşa kılıcı bitkileri
Ofiste yetiştirilen paşa kılıcı bitkileri

12.  Paşa Kılıcı

Yine sıkça tercih edilen bir salon bitkisi olan paşa kılıcı da çeşitli kimyasalların havadan temizlenmesini sağlar. Uzun, ince ve sivri uçlu yaprakları evcil hayvan dostudur.

13.  Para Ağacı

Özellikleri pek bilinmese de para ağacı da havayı filtreleyerek geceleri oksijen üretir; uyku bozukluğuna iyi gelir. Bakımı kolay olan doğrudan güneş ışığına ihtiyaç duyar. Şansı ve refahı temsil eder.

14.  Kurdele Çiçeği

Evcil hayvanlar için toksik olmayan, estetik bir görünümü olanKurdele çiçeğinden bahsedelim şimdi de. Bu bitki serin havaları seven; formaldehit, karbonmonoksit ve benzeni temizleyen bir diğer örnek olmaktadır.

Bu bitkilerin dışında kaktüs, yukka çiçeği, açelya, Hint leylağı, mısır saplı dreçen, fil kulağı, cüce hurma palmiyesi, dağ palmiyesi ve aşk çiçeği de bilinen örnekler arasındadır.

Yukarıda bahsettiğimiz uçucu organik bileşiklerden formaldehit zararlı bir kimyasaldır. Solunum yollarını, gözleri ve cildi tahriş eder. Her ne kadar bahsettiğimiz bazı bitkiler bu maddeyi emebilse de tek başına iç mekanda bu sorunu çözebilmeleri için yeterli değildir.

Bitki Oksijeni Gece Nasıl Üretir?
Bitki Oksijeni Gece Nasıl Üretir?

Bitki Oksijeni Gece Nasıl Üretir?

Bitkiler, estetik olarak bulunduğu ortamı güzelleştiren canlılardır. Ruh haline bile olumlu anlamda katkısı olan bitkilerin sıklıkla iç mekan bitkisi olarak değerlendirilmelerinin birçok nedeni vardır. Fotosentez sebebiyle oksijen salımı zaten normal olan bir durumdur fakat bazı bitkiler normalden fazla bir salınım gerçekleştirir ve öne çıkarlar. Oksijen salan bitkiler, iyi bir hava kalitesi sağlar. Peki bu nasıl gerçekleşir?

Geceleri oksijen üreten bitkiler bunu stomaları sayesinde yapar. Stoma, bitkinin yaprağında yer alan bir yapıdır. Gaz alışverişi sağlayan bir kapak görevi gören stoma sayesinde, bitkinin çevresel koşullara uyum sağlaması kolaylaşır.

Gündüz stomalar açıkken yapılan fotosentez ile karbondioksit alınırken oksijen salınır. Geceleri ise güneş ışığı artık olmadığında fotosentez yapılmaz. Stomalar kapanır ve su tasarrufu sağlanmış olur. Dolayısıyla da içinde oksijen biriken stomalar bu oksijeni daha sonra çevreye salar. Sonuç olarak stomaların gece oksijen üretimi üzerindeki rolü büyüktür.

Geceleri Oksijen Üreten Bitkilerin Avantajları Nelerdir?
Geceleri Oksijen Üreten Bitkilerin Avantajları Nelerdir?

Geceleri Oksijen Üreten Bitkilerin Avantajları Nelerdir?

Uyku, yorgun geçen bir günün ardından en çok ihtiyaç duyulan şey desek yeridir. Fakat kaliteli bir uyku çekmedikçe yorgunluğun üstüne yorgunluk katmaya devam ederiz. Sabah da aynı hisleri yaşarız ve bu yorgunluk döngüsü devam eder durur. Yine her şey gibi iyi bir uykuya katkı sağlayacak şey yine doğanın ta kendisi olmaktadır. Modern yaşamın kargaşasında da uyku, vakit ayırabildiğimiz nadir şeylerden oluyor. Bu yüzden de iyi bir uykuya daha çok ihtiyaç duyuyoruz.

Kanda yüksek karbondioksit seviyesi çeşitli metabolik hastalıklara yol açabilir. Solunum ve dolaşım sistemini etkiler. Konsantrasyon ve uyku kalitesini de etkileyen bu durum sürekli ve ciddi bir biçimde ilerliyorsa mutlaka doktora başvurulmalıdır. Hatta eskiden beri ortalıkta dolaşan, yatak odasına bitki konmaz konusu da bunu destekler niteliktedir çünkü birçok bitki sabah ürettiği oksijenin aksine, gece karbondioksit üretir. Fakat tüm bitkiler aynı işlemi yapmaz. Bu yüzden bu bitkilerin tercih edilmesinde bir sıkıntı yoktur.

CAM (Crassulacean Asit Metabolizması) adı verilen fotosentez yeteneği sayesinde bitkiler gece boyunca karbondioksit alabilmektedirler. Peki bu zehirli maddeleri emen bitkiler ve toprağa bir zarar gelmiyor mu? Cevap hayır. Köklerin yakınında bulunan mikroorganizmalar yardımıyla, bu zararlı maddeler bir besin maddesine çevriliyor.

Hayvanlar ve insanlar için her zaman gerekli olan oksijenin salınmasına ekolojik olarak katkıda bulunurlar. Bu tarz bitkiler sayesinde gece avlanıp beslenen organizmalar da faydalanmış olur. Biyoçeşitlilik de tam da bu şekilde sağlanır. Daha iyi hava kalitesi ve daha az solunum hastalıkları riski için insanlara da katkıda bulunurlar.

Genel olarak bakıldığında temiz bir hava almak için yürüyüşe çıktığımızda bile pis havayı soluyor olabiliriz. Yapılan araştırmalara göre hava kirliliği sebebiyle trafik kazalarının 6 katından fazla insan yaşamını yitirmekte. Dışarıda bile durum böyleyken bulunduğumuz kapalı ortamların bir nebze daha iyi olması için bu bitkilere yönelmeliyiz.

Yatak Odasında Bitki Bulundurulmamalı Yargısı Doğru Mu?
Yatak Odasında Bitki Bulundurulmamalı Yargısı Doğru Mu?

Yatak Odasında Bitki Bulundurulmamalı Yargısı Doğru Mu?

Genele bakıldığında yatak odasında bitkilerin bulunmasının zararlı olduğu birçok kişiden duyduğumuz bir bilgidir. Fakat aslında bu yanlış bir kanı olmaktadır. Tabii bu bitkilere olan bağlılığınıza göre değişebilir. Peki bu ne demek? Tek bir bitkinin sağladığı zarar ve yarar dikkate alınmayacak kadar küçüktür. Eğer 10 metrekare başına en az 10 adet ve en az 20 santimetrelik bir bitki varsa bu tam tersi olmaktadır. Yani bu tarz dolu bir ortamda uyumakla, yatak odasında birkaç bitkiyle beraber uyumak birbirinden çok farklı bir yargıdır.

Tabii durum başka bir noktada değişmektedir. Eğer alerjiniz varsa, bitkilerle aynı odada uyumak çok da sağlıklı olmayacaktır. Bitkilerin polenleri, tozları veya sinekleri alerjiyi tetikleyebilir. Öte yandan çeşitli haşeratları çekebilen bitkiler de istenmeyen misafirleri görmenize sebep olabilir.

Tercihinize göre odada bitki bulundurmanın çeşitli avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Bu yüzden ihtiyaca göre, bitki bakımını ve isteklerinizi göz önünde bulundurarak odanızı süsleyebilirsiniz. İç mekanlarımızı daha sağlıklı ve daha estetik hale getiren bu bitkiler hem fiziksel hem de psikolojik olarak hayatımızı doğrudan etkilemekte.

Yazı Sponsoru

Cordyline Australis ‘Dracaena Spike’

0
Saksıda Cordyline australis ‘Dracaena Spike’
Saksıda Cordyline australis ‘Dracaena Spike’

Bitkiler alemi içerisinde Dracaena spike olarak adlandırılan tür, günümüze kadar aslında yanlış adlandırılmış bir bitkidir. Çünkü bu bitki çeşidi Dracaena türlerine ait olmamak ile birlikte Cordyline australis bitki türünün bir kültivarıdır. Bazı noktalarda bu bitki için Cordyline indivisa gibi bambaşka bir türün ismi dahi kullanılır. Ancak bu kültivar için kullanılması gereken doğru isim Cordyline australis ‘Dracaena Spike’ olmalıdır.

Cordyline Australis ‘Dracaena Spike’ Özellikleri

  • Bitkinin birçok özelliği Yucca bitkisi ile benzerlik gösterir.
  • Süslü bir ağaç türü olarak bahçelerde yetiştirilir.
  • Yapraklar dar ve uzun bir yapıya sahiptir.
  • Saksılarda yetiştirildiğinde salon ve ofislerde de iyi bir süs bitkisi oluşturabilir.
  • Açık mekanda yetiştirilmesi ise çok daha sık tercih edilir.
Dracaena Spike yaprakları
Dracaena Spike yaprakları

Cordyline Australis ‘Dracaena Spike’ Bakımı

Genellikle açık havada yetiştirilmesi tercih edilen bu bitki için bakım işlemlerinde de birçok noktaya dikkat etmek önemlidir.

Işık

Açık havaya çok uyumlu ve kolaylıkla yetişebilen bir bahçe bitkisi olarak Dracaena spike ışık koşullarına karşı çok yüksek hassasiyet göstermez. Hava koşulları noktasında da kışın -10 0C gibi soğuklara karşı dayanabilir. Fakat güneş alan, deniz iklimine sahip tüm bahçelerde de rahatlıkla yetişecektir. Aşırı güneşli ya da tam güneş alan yerlerde susuz bırakılmaması önemli bir noktadır.

Toprak

Akdeniz iklimi ve Ege iklimi sayesinde toprağı kolaylıkla uyum sağlayan Dracaena spike sıcak toprakta köklerini güçlü bir şekilde salamayabilir. Bu tip noktalarda toprağı güneşten koruyan yer örtücü bitkiler ile koruma sağlanabilir. Saksı yetiştiriciliğinde de kalın kenarlı toprak saksılar seçilebilir.

Yavru Dracaena Spike
Yavru Dracaena Spike

Sulama

Kuru ve sıcak toprağı sevmediği için dibini ıslak tutmak önemli olmak ile birlikte özellikle yaz mevsimi boyunca susuz kalmaması gerekir.

Budama

Dracaena bitkisi boy atmayı çok seven bir bitkidir. Buna karşın birçok kişi üst kısımlardan budamayı tercih etse de boyunu kısaltmak dip ve yan dalları fazla geliştirmesini sağlar. Bu sayede geniş ve zengin bir görüntü ortaya koyabilir.

Cordyline Australis ‘Dracaena Spike’ Nasıl Çoğaltılır?

Bitkide çoğaltma işlemi yapmak için dallardan alınan örnekler 8-15 cm arasında parçalar ile kolaylıkla köklendirilebilir. Yılın her zamanı yapılabilecek çelik köklendirme dışında aynı zamanda tohumdan çoğaltma işlemi yapmak da mümkündür. Çelikle çoğaltma yapılırken ilk birkaç gün kökleri kurumadıkça su vermeniz gerekmez. Yaklaşık 2 ay içerisinde kök salmaya başladıkça yeşermeye de başlayacaktır.

Dracaena Spike çiçekleri
Dracaena Spike çiçekleri

Cordyline Australis ‘Dracaena Spike’ Hastalıkları ve Zararlıları

Aşırı yoğun güneş ışığı ile karşılaştığında özellikle susuz kalması bozulmasına neden olabilir. Ilıman iklimleri sevse de özellikle yaz mevsiminde susuz kalmaması önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Dracaena Spike hakkında aklınıza takılan önemli sorular için kısa cevapları bu bölümde bulabilirsiniz. 

Dracaena Spike Nerelerde Yetiştirilir?

Ilıman iklim için uygun bir bitki çeşididir. Bahçe yetiştiriciliğinde özellikle çok fazla soğuk göstermeyen iklimlerde yetiştirilebilir.

Dracaena Spike Kapalı Mekanda Yetişir Mi?

Kapalı mekanda salon ve ofisler için de uyumlu bir yapısı vardır. Geniş saksılarda havadar ortamlarda rahatlıkla yetişebilir.

Dracaena Spike Çiçek Açar Mı?

Küçük bir ağaç yapısına sahip olduktan sonra bitki beyaz ve patlayan çiçekler açmaya başlayacaktır. Çiçekler tıpkı küçük meyvelere benzemektedir.

Yazı Sponsoru

Lupinus Polyphyllus

0
Lupinus polyphyllus
Lupinus polyphyllus

Çok güzel görünüşlü yapraklara sahip olan ve çiçekleri ilgi çekici olan lupinus polyphyllus bitkisi, bir bahçe bitkisi olarak yetiştirilir. Cinsi acı bakla olarak bilinen ve baklagiller familyası içerisinde bulunan bu süs bitkisi, aslında birçok farklı türe ayrılır. Bu türler içerisinde de neredeyse tamamı halk içerisinde acı bakla şeklinde adlandırılır. 

Lupinus polyphyllus türü süs bitkileri içerisinde aslında birçok melez ve kültivar bulunmaktadır. Bu çeşitlerin neredeyse tamamı çok soğuk karasal iklim koşullarına uyum sağlayabilmektedir. Saksı bitkisi olmaktan çok bahçe bitkisi olarak renkli ve çok özel görselliği ile tercih edilir. Çünkü bahçe ortamında doğru iklim ve yetiştirme koşulları ile önemli derecede gelişen bir bitkidir.

Lupinus Polyphyllus Özellikleri

  • Acı bakla türleri 1,5 m gibi bir yüksekliğe ulaşabilirler.
  • Bitkinin yaprakları ve çiçekleri gösterişli bir görsellik ortaya koyar.
  • Türün hibritleri dahi 0,5m gibi bir yüksekliğe erişebilmektedir.
  • Acı bakla türlerinin bazıları 1 veya 2 yıl ömre sahiptir. Ancak birçok türü ise gayet uzun ömürlüdür.
  • Dikildikleri toprakta azot zenginliği ile oluştururlar.
  • Çok soğuk kış mevsimleri ile karşılaşılan coğrafyalarda özellikle yüksek rakımlı karasal bölgelerde rahatlıkla yetiştirilebilir.
  • Lupinus polyphyllus türleri neredeyse tamamı ile birlikte -35 derece gibi soğuklara dahi dayanabilir.
  • Yaz mevsiminde ise serin bölgelerden hoşlanırken, düşük rakımlı deniz sıcaklığı görülen bölgelerde yetişmeyebilir. Bu tip bölgeler için bodur olarak geliştirilmiş hibritler daha uyumlu olarak görülmektedir.
Bahçede mor Lupinus polyphyllus
Bahçede mor Lupinus polyphyllus

Lupinus Polyphyllus Bakımı

Güneş alabilen açıklık alanlarda, park ya da bahçelerde acı bakla yetiştirmek gayet uygundur. Bahçe yetiştiriciliği için uygun olan bu bitkinin; bakım işlemlerini ve ihtiyaçlarını da doğru bilmek önemlidir.

Işık

İyi bir yetiştirme için acı bakla türlerinin yarı gölge alan ve yarı güneş alan ideal ortamlarda bulunması gerekir. Çünkü soğuk iklim kuşağı çiçeği olduğu için çok fazla güneş ile karşılaşmadan da gelişim gösterebilir.

Toprak

Ağır kil içeriğine sahip topraklar acı bakla türleri için uygun olmayan topraklardır. Bu tip topraklarda ekim öncesi derin bir belleme işlemi yapıldıktan sonra ponza taşı katılarak iyileştirme sağlanmalıdır. Bu nedenle genellikle orta halli toprak seçimi yapmak daha doğru olacaktır.

Sulama

Kumlu ve drenajı iyi toprak zeminlerde lupinus polyphyllus yetiştirilirken, özellikle yaz mevsiminde çok sık bir şekilde sulama yapmak gerekir. Ancak ideal toprak zeminlerde sulamayı sadece toprağın kuruma gösterdiği zamanlarda yapmak yeterlidir. Zira bitkinin kökü gayet derinlere kazık olarak ulaştığı için toprak üst düzeyi kurumuş olsa dahi bitki köklerinde su almaya devam eder.

Budama

Bitki yetişmeye başladığı dönemden itibaren bir süre sonrasında çiçeklerinde solma yaşamaya başlayacaktır. Solan çiçeklerin bulunduğu dallar üst kısımlarından kesilerek kısaltılabilir. Sonrasında kış mevsimi geldiğinde ise bitkinin dalları kurumaya başlayacaktır. Ancak dallar kuruma göstermiyorsa, kışın sonuna doğru bu dalların tümü dipten kesildiğinde kuvvetli bir şekilde yeni sürgünler vererek yeniden gelişecektir.

Farklı renkleriyle Lupinus polyphyllus
Farklı renkleriyle Lupinus polyphyllus

Lupinus Polyphyllus Nasıl Çoğaltılır?

Bitkinin çoğaltılması için yazın sonuna doğru tohumları toprağa ekerek çimlenmesini sağlayabilirsiniz. Bazen bu tohumlar içerisinde çimlenme göstermeyen tohumlar yer alırken, tohumların üzerinden kış geçtikten sonra ilkbahar aylarında hızlı bir büyüme gösterdiğini görebilirsiniz. Yeterli boyuta ulaşan fideler kalıcı yerlerine taşındıktan sonra sürekli bir şekilde kazık kök salmaya başlar ve artık sağlam bir şekilde toprağa tutunur. Ayrıca ilkbahar mevsiminde dip sürgünleri çok köklü olmasa dahi alınarak çoğaltma yapılabilmektedir.

Lupinus Polyphyllus Hastalıkları ve Zararlıları

Güneşli ve açık alanlar için uygun olan acı bakla türleri doğru iklim koşulları ile karşılaşmadığında yaprakları küllenebilir. Ayrıca benzer hastalıklar ve bitki bitleri gibi zararlılar görülebilir. 

Sıkça Sorulan Sorular

Acı bakla türleri hakkında aklınıza takılan en önemli soruların cevaplarını bu bölümde bulabilirsiniz.

Lupinus Polyphyllus Ne Zaman Çiçeklenir?

Güneş alan ve açık alanlarda acı bakla türleri yaz başlaması ile beraber çiçek açmaya da başlayacaktır. Bu açıdan ekim işlemlerinin sonbaharın başında gerçekleştirilmesi fayda sağlar.

Lupinus Polyphyllus Nerede Yetişir?

Soğuk topraklardan gelen bu çiçek türü genellikle serin bir iklim ister. Ilıman bir hava açısından da özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilebilir.

Lupinus Polyphyllus Kaç Yıllık Bir Bitkidir?

Bahçelerde köklerini kazık kök ile çok derinlere salan bir bitki çeşididir. Aşırı soğuk havalara da dayanabildiği için bu sayede uzun yıllar boyunca acı bakla yaşamaya devam eder.

Yazı Sponsoru

Kına Çiçeği (Impatiens Balsamina)

0
Kına Çiçeği (Impatiens Balsamina)
Kına Çiçeği (Impatiens Balsamina)

Tırtıklı kenarları ile birlikte yaprakları açık yeşil renk olan kına çiçeği çiçekli bir bitki çeşididir. Dik ve ince sapları bulunmak ile birlikte saplar üzerinde büyüyen çiçekleri 5 cm gibi bir ortalamada büyür. İlkbahar mevsimi ile birlikte çiçek açmaya başlayan bitki sonbahara kadar çiçekli görüntüsünü korurken, çok güzel ve sakin bir görüntüsü vardır.

Tohum üzerinden yetiştiriciliği yapılan ve kısa ömürlü bir bitki olan Impatiens balsamina, çiçeklerinde tek renk veya bazen benekli şekilde iki renk görmek mümkündür. Genellikle çiçek renkleri mor ve eflatun gibi göz alıcı bir yapıya sahiptir. Bahar mevsiminden itibaren çok hızlı bir büyüme gösterir.

Kına Çiçeği Özellikleri

  • Çok basit bir yetiştiriciliğe sahiptir ve her bahçeye uygun bir şekilde seçilebilir.
  • Renkli çiçekleri ile birlikte fincan görüntüsü ortaya koyarken, çiçekler 2,5 ile 7,5 cm arasında gelişebilir.
  • Tohumlar yetiştikten sonra ilk çiçekler ilkbaharın sonunda görülür.
  • Genellikle yaz mevsiminde dış mekan süs bitkisi şeklinde kullanılır.
  • Çok hızlı bir gelişim göstererek, 30-40 cm boylarına ulaşabilir. Yerini sevdiğinde 1 m dahi olabilir.
  • Çok uzun yıllardır bahçe, balkon ve saksılarda güzel görüntüsü ile yetiştirilir.
  • Fideler 20 cm kadar olduğu zaman tomurcuklar vererek çiçek açmaya devam ettikçe bitki daha fazla uzar. Çok çeşitli renklerde çiçek açabilen türleri de bulunmaktadır.
  • Çiçekler solduktan sonra tohum kapsülleri oluşur ve bu tohumlar patladığında çevreye hızlı bir şekilde yayılır.
Kırmızı kına çiçeği
Kırmızı kına çiçeği

Kına Çiçeği Bakımı

Kına çiçeği yetiştiriciliğinde ışık, toprak, su ve sıcaklık gibi birçok ayrıntıya dikkat etmek önemlidir.

Işık

Çiçek güneşi tam bir şekilde gören veya kısmen gölge alanlarda rahatlıkla yetişebilir. Özellikle yakıcı öğlen güneşinden uzak olmaları fayda sağlarken, ikindi güneşi yaprak kısımlarının solmasına neden olabilir. Tam gölgede de yaşamını sürdüren bu bitki daha seyrek bir şekilde çiçek açacaktır. Ortalama günlük 3 saat direkt bir şekilde güneş alması gerekir.

Toprak

Sıradan bir şekilde bahçelerde veya parklarda bulunan her toprak çeşidinde rahatlıkla yetişebilir. Özellikle toprağın çok fazla killi olmaması gerekirken, gübre ihtiyacı duymaz. 

Sulama

Kına çiçeği özellikle büyüme dönemi içerisinde sürekli nemli bir toprağa ihtiyaç duyar. Sıcak havalarda da çiçek açmaya devam eder. Fakat sulamasına dikkat etmek gerekir. Kuraklığa dayanamayabilir ve yeterli düzeyde su almak ister. Genellikle toprak kurutulmadan nem oranı korunarak yetiştirilmelidir. 

Mor kına çiçeği
Mor kına çiçeği

Kına Çiçeği Nasıl Çoğaltılır?

Kısa ömürlü mevsimlik bir bitki olduğundan dolayı çoğalması için tohum verene kadar yaşamayı sürdürmesi gerekir. Fideler çiçek solma işlemi gösterdikten sonra tohum kapsülleri ortaya çıkar. Olgunlaşan kapsüller patlama gibi bir hareket ile içerisindeki tohumları etrafa ulaştırır. Doğal tozlanma ile yayılan bu tohumlar çiçeğin çoğalmasını sağlar.

İlk yetiştirme ve çoğaltma için güneş etkisi unutulmadan tohumlar ilkbahardan yazın ortasına kadar toprağa dikilebilir. Kısa sürede çiçek açma evresine yetişir ve saksıda yetiştirilince de 5 cm sonrasında artık bahçeye dikilebilir. Bahçede aralarında 30-40 cm boşluk bırakmak yeterlidir. Yine saksı içerisinde yetiştirmeye de devam edilebilir ve pencere kenarında dahi yaşamını sürdürebilir.

Kına Çiçeği Hastalıkları ve Zararlıları

Bitki mevsimlik yapısı ile genellikle herhangi bir hastalık göstermeden doğa ile uyumlu bir özelliğe sahiptir. Böcekler ve kuşlar gibi canlılar sayesinde tozlanma vasıtasıyla hızlı bir şekilde etrafa yayılabilir. Önemli bir zararlı ile karşılaşılmaması yanında gelişim sürecinde çiçek gübresi ile besleme yapılabilir.

Kına çiçekleri ve yaprakları
Kına çiçekleri ve yaprakları

Sıkça Sorulan Sorular

Kına çiçeği hakkında merak ettiğiniz önemli soruların cevaplarını bu bölümde bulabilirsiniz.

Kına Çiçeği Nerede Yetişir?

Çiçek saksıda fide haline getirildikten sonra bahçeye dikilerek büyütülebilir. Ayrıca saksı içerisinde pencere kenarında ve balkonlarda da yetiştirilebilir.

Kına Çiçeğine Nasıl Bakılır?

Daima nemli bir toprakta ve günlük ortalama 3 saat güneş giren bir alanda yetiştirilir. Özellikle sıcak havalarda sulamasına dikkat etmek önemlidir.

Kına Çiçeği Ne Zaman Ekilir?

İlkbahar mevsiminden sonbahara kadar yetişmesi mümkündür. En doğru ekim zamanı ilkbaharda don soğuklarının geçmesi sonrasıdır.

Yazı Sponsoru

Streptocarpus – Yediveren Çuhası

0
Yediveren çuhası
Yediveren çuhası

Güney Afrika'nın Cape bölgesinden dünyaya yayılan ve ülkemizde de popülerlik kazanmış olan streptocarpus çiçeği dal uzatmayanın yapısıyla tam bir salon çiçeğidir. Süslü görüntüsü ile çuha çiçeğine benzeyen yaprakları nedeniyle yediveren çuhasışeklinde de adlandırılır. 

Birçok hibrit ve kültivar elde edilmiş olan bu çuha çiçeği benzeri bitki familyası üyelerinden birisidir. Günümüzde halen yeni çeşitlerinin üretim yapılmak ile birlikte patentli bu türler dünya genelinde yayılım göstermiştir.

Streptocapus Çiçeği Özellikleri

  • Afrika menekşesi ile aynı familyada bulunan streptocarpus çiçeği, aslında çuha çiçekleri ile akraba değildir. Fakat benzer bir görüntü ortaya koyar.
  • Yıl içerisinde çok güzel bir görüntüye sahip olan çiçekler birkaç ayda bir tekrar açabilmektedir.
  • Ev menekşesi çeşitleri içerisinde yer alarak ev ortamına çok uyumlu bir yapı sergiler.
  • Çuha çiçeğine benzer bir şekilde gelişim gösterir ve yaprak şekilleri de çok benzerdir.
  • Uzun çiçek saplarıyla birlikte kesme çiçekçilik için de kullanılabilir ve vazoda gayet uzun ömürlüdür.
Saksıda yediveren çuhası
Saksıda yediveren çuhası

Streptocarpus Çiçeği Bakımı

Uzun ömürlü ve çok çalışkan bir bitki olarak streptocarpus çiçeği bakımı için bazı noktalara dikkat etmeniz gayet yeterli olacaktır.

Işık

Birçok bitki çeşidi gibi bu bitki çeşidinin de günün belirli saatlerinde güneş ışığını alması sağlanmalıdır. Gündüz saatlerinde güçlü aydınlık alacak bir konumda bulunurken, sabah saatlerinde ve akşamüstü 2 saat olacak şekilde günde 4 saat güneşi iyi bir şekilde almalıdır. Çünkü yeterli güneş almadığında çiçek açmayabilir.

Toprak

Köklerini sağlıklı bir şekilde koruyabilmek için kullanılacak saksıda genişliğe dikkat etmek önemlidir. Doğru saksı, köklerini rahatlıkla salabileceği ve içine sığabileceği bir yapıda olmalıdır. Toprak ve güneş açısı birleştiğinde bulunduğu ortamda havanın nemine de dikkat etmek gerekir. Ev ortamında 18-25 0C arasında rahatlıkla gelişebilirken, çok fazla sıcak veya kışın 1 0C altı uygun olmayacaktır.

Saksı toprağında genişlik elde etmesi ile kökler yumaklaşma gösterdikten sonra daha sağlıklı ve sık bir şekilde çiçek açabilir. Her yıl en az bir defa saksı kontrolü yapılarak, gereken noktada daha büyük bir saksıya toprak ilave edilerek aktarılabilir.

Pembe-beyaz renkleriyle yediveren çuhası
Pembe-beyaz renkleriyle yediveren çuhası

Sulama

Bir menekşe çeşidi olarak sulama işlemini de Afrika menekşesi ile benzer şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Genellikle saksı altından sulama tavsiye edilirken, üstten bol su ekleyerek sulama işlemi de yapılabilir. Oda sıcaklığında su kullanılması fayda sağlarken, mevsime göre kışın haftada 2 defa ve yaz mevsiminde de haftada 3 defa veya her gün sulama yapılabilir.

Budama

Çiçeklerin solması ardından hemen kesme işlemi yapıldığında streptocarpus çiçeği hızlı bir şekilde yeniden çiçek açabilir. Yapraklarda kuruma oluştuğunda da kuruyan bölgeler yavaşça kesilebilir. Çok fazla uzayan ve görüntüsünü bozan yapraklar ve dallar da benzer şekilde budanabilir.

Streptocarpus Çiçeği Nasıl Çoğaltılır?

Yıl içerisinde oluşan yavrular ilkbaharda ayrıldıktan sonra küçük saksılarda yetişerek 1 yıl boyunca bu saksıda bekletildiğinde yeni bitkiler elde edilebilir. Ayrıca streptocarpus türünde yaprak çeliği ile yeni bitkiler elde etmek de mümkündür.

Mor yediveren çuhası
Mor yediveren çuhası

Streptocarpus Çiçeği Hastalıkları ve Zararlıları

Ortalama 4 ayda bir çiçek açmaması durumunda bitkide ışık durumu gözden geçirilmelidir. Ayrıca ortam neminin artması veya çok sıcak olması çiçeğe zarar verebilir. Çok fazla su durumunda da yaprak sarılığı görülebilir. Bitlenme problemi ile karşılaştığınızda da yaprakları kolonyalı mendil gibi bir malzeme ile temizleyebilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Yediveren çuhası için aklınıza takılan önemli soruların cevaplarını bu bölümde bulabilirsiniz.

Streptocarpus çiçeği saksı değişimi nasıl yapılır?

Çiçek için bitki toprağının ortalama yılda bir defa değiştirilmesi gerekebilir. Özellikle genç ve yetişen bitkiler de köklenme arttıkça saksı değişmelidir.

Streptocarpus çiçeği sıcağa dayanabilir mi?

Bir Afrika menekşesi türü olsa da 15 ile 25 derece arası oda sıcaklığında çok rahat yetişebilir. Ev sıcaklığı dışında aşırı sıcak havalar ve aşırı soğuk bozulmaya neden olabilir.

Streptocarpus çiçeği yılda kaç defa açar?

Yediveren olarak da adlandırılan bu bitki yıl içerisinde ortalama 2 veya 3 ayda bir çiçek açabilecek bir kapasitededir. Özellikle yeterli güneş ışığı ile bu verimi gösterebilir.

Yazı Sponsoru

Bitkilerde Drenaj Nedir? Nasıl Kullanılır?

0
Drenaj nedir
Drenaj nedir

Bitkilerimizi beslemek için gübre, güneş ışığı, iyi bir toprak ve de su kullanıyoruz. Peki neden su kullanıyoruz? Evet, su her canlı için büyük önem taşıyan bir maddedir. Hayati öneme sahip olan su, insan vücudunda da yaklaşık %60 oranda bulunur. Ekolojik denge için önemli olan, kimi canlının yaşam alanı olan ve hijyen için kullanılan su, görüldüğü üzere hayatımızda büyük yer edinmiştir. Bu bağlamda su kaynaklarını korumak ve boş yere kullanmamak da yapmamız gereken en önemli şeylerden olmaktadır.

İşte tam bu noktada ise drenaj devreye girmektedir. Drenaj; bir alanda bulunan fazla suyun belirli bir yöne, belirli bir hızda uzaklaştırılmasına verilen addır. Özellikle botanikte duysak da çevre mühendisliğinde, tarım arazilerinde ve inşaat sektöründe sağlamlık açısından önemli bir yeri vardır. Fazla su kullanılmaz; bu sayede bitki köklerine zarar verilmez. Hem de erozyonun riski azalmış olur; fazla su rutubet ve küf oluşumuna sebep olur ve binalarda çeşitli yapısal hasarlar bırakabilir. Birçok sektör için dikkate değer bir konudur.

Kendiliğinden sulanan saksılar da drenajı sağlamak ve suyu kontrol altında tutmak için birebirdir. Hazırlanan mekanizma sayesinde su otomatik olarak bir rezervuardan çıkar ve bitkiyi sular. Genel olarak bakıldığında drenaj, su ve toprak yönetimi açısından oldukça önem arz etmektedir.

Drenaj Çeşitleri Nelerdir?
Drenaj Çeşitleri Nelerdir?

Drenaj Çeşitleri Nelerdir?

Drenaj sistemleri hazırlanırken bazı faktörlere dikkat edilmektedir. Bunlar; toprağın aldığı yağış miktarı, iklim koşulları, bitki örtüsü ve topografyadır. Tabii ki de bu sistemler işin uzmanları tarafından yapılmalıdır. Topak incelenir, drenaj sistemi planlaması yapılır, sistem kurulur, malzemeler eklenir ve geriye bakım ve gözlem kalır.

Drenaj sistemi de çeşitli toprak ve bitki gereksinimlerine göre çeşitlere ayrılmaktadır. Biz de bunları sizler için sıraladık.

Alt drenaj adı verilen drenaj türü, özel olarak kurulmuş bir drenaj tesisatı ile borular sayesinde suyun toprak altından çıkarılmasıdır. Alt drenaj kendi içinde drenaj boruları, drenaj kumaşı ve drenaj taşlarını içerir. İç drenaj sızan veya yükselen suyu uzaklaştırma için bina zeminlerinde kullanılır. Öte yandan yüzey drenaj ise tesisatın aksine hendek ve kanallar içerir. Bu kanallar sayesinde toprak yüzeyinde biriken su uzaklaştırılır. Yüzey drenajı kendi içinde siperler, tarak drenajı ve kanal drenajını içerir. Bahçe için ayarlanan daha küçük sistemlerde çıkış delikleri kullanılır.

Bitkiler Suya Neden İhtiyaç Duyar?
Bitkiler Suya Neden İhtiyaç Duyar?

Bitkiler Suya Neden İhtiyaç Duyar?

Birçok canlı gibi bitkiler de suya birçok sebep yüzünden ihtiyaç duyarlar. Öncelikle doğadan alınanın doğaya geri verildiğini bilmekte fayda var. Bitkiler köklerinden su aldığı zaman yaprakları sayesinde bu suyu atmosfere geri salarlar. Buna transpirasyon adı verilir ve bu da su döngüsüne katkı sağlar. Aynı zamanda köklerden bahsettik. Köklerden gerekli bitki bölgelerine besin transfer edilebilmesi için suya ihtiyaç vardır. Fazla su nedeniyle topraktaki hava cepleri kapanır ve kökler boğulmaya başlar. Drenaj sayesinde bitki kök sağlığı korunur, fazla su atılır ve bitki tabanı çürümeye karşı korunmuş olur. Bitkiler her ne kadar suya ihtiyaç duysa da bir diğer ihtiyaç duydukları şey oksijendir. Fazla su bitkiden uzaklaştırılmadığında bitkinin köklerine yeterli oksijen ulaşamaz. Yoksa normalde,  fotosentez ile bitki tarafından gerekli oksijen alınır. Fakat fotosentez yapmak için de su gereklidir.

Bitkilerde Fazla Su Neye Sebep Olur?
Bitkilerde Fazla Su Neye Sebep Olur?

Bitkilerde Fazla Su Neye Sebep Olur?

Aşırı sulama, bitkide geri dönülmez büyük hasarlar bırakabilir. Eğer bitkinizde yeni yapraklar kahverengi çıkıyorsa ve alt yapraklar sarı renkteyse bu, bitkinin fazla su aldığına işarettir. Yukarıda fazla suyun çürümeye sebep olabileceğinden bahsettik. Öte yandan kök boğulması ile bitki kökleri gerektiği gibi yayılamaz ve dolayısıyla da bitkinin yetişmesi için gereken besinleri alması sınırlandır.

Özellikle artık saksı niyetine kullanılmaya başlayan materyaller dikkatinizi çekmiştir. Kimi zaman bir çaydanlık, kimi zaman bir kova ve kimi zamansa bir yoğurt kabı karşımıza çıkıyor. Bu tarz saksı niyetine kullanılan şeylerde de drenaj sağlanabiliyor; peki nasıl? Bitkinin altına kömür parçaları, büyük çakıl taşları, kum ve yosun gibi ürünlerle. Bunun dışında belirteceğimiz üç ek malzeme de drenaja oldukça katkı sağlar. İlk örneğimiz perlit. Perlit, içinde bulunan suyun gaza dönüşmesini sağlayan gözenekli ve toksik olmayan bir maddedir. Drenajı iyileştirmek ve havalandırmayı sağlamak için kullanılan bu malzeme zamanla sıkışmaya uğramaz. Vermikülit, hafif ve oldukça gözenekli bir diğer malzemedir. Yüksek su tutma kapasitesine sahiptir ve dolayısıyla da drenaj özelliği yüksektir. Perlitten farklı olarak havayı ve besin maddelerini de tutabilir. Öte yandan kum parçacıkları suyu ememez. Kireçli kumlar ve kumlu tuzlar ise bitkilere zararlıdır.

Aslında bitki yetiştirmek için kullandığınız saksılarda drenaj delikleri olsa bile sorun yaşanabilir. Fazla su kullanarak su israfını önlemek ve bitkiye zarar vermemek için her zaman yeteri kadar su kullanılmalıdır. Aynı zamanda bitki toprağının görünen kısmı kuru görünse bile dipteki topraklarda yeterli su olabileceğini de unutmayın. Genel olarak bakıldığında drenaj konusu her ne kadar karmaşık görünse de aslında bitkiyi korumak adına dikkat edilmesi gereken minik bilgiler olarak tanımlanabilir.

Drenaj Bitkiler İçin Neden Önemlidir?
Drenaj Bitkiler İçin Neden Önemlidir?

Drenaj Bitkiler İçin Neden Önemlidir?

İyi bir toprak, drenaj için de fayda sağlayacaktır. Peki iyi toprak nedir? Drenajı iyi olan, pH’ı dengeli olan, temel besin maddeleri içeren, zararlı mikroorganizmaların az olduğu, rengi ve kokusu normal olan topraklar iyi toprak olarak adlandırılır. İyi bir toprak, parçaları arasında geniş boşluklar barındırır. Bu sayede su ve diğer gerekli organizmaların hareketi kolaylaşır. Kumlu toprakta drenaj hızlıdır aynı zamanda organik gübre, turba veya kompostla su seviyesi de korunmuş olur. Öte yandan kil ağırlıklı topraklarda boşluk çok azdır, bu da drenajın yavaş olacağı anlamına gelir. Aynı zamanda bitkinin istediği, güzel yetiştiği toprak türünü tercih etmek de önem arz etmektedir. Mesela kaktüsler iyi drenajlı ve gözenekleri olan bir toprak isterler. Bu yüzden bitki yetiştirmeye karar verildiğinde bitki özellikleri ve toprak özellikleri iyi incelenmeli ve buna göre bir seçim yapılmalıdır.

Drenaj sorunu yaşayan topraklarda, bitki kökü sürekli ıslak olacağı için geç ısınır. Bu da bitkinin gelişmesine olumsuz bir etki sunar. Aynı zamanda hava sirkülasyonu da engellenir. Birçok bitki hastalığı da drenajı problemli olan topraklarda meydana gelir. Bu yüzden bitki verimliliği için drenaj önemlidir.

Bir de doğayı düşünelim. Toprağın yoğun yağış aldığı mevsimlerde drenaj sistemi sayesinde sel riski de azaltılmış olur. Aynı zamanda topraktaki tuzluluğun bitkiye zarar vermesi drenaj sayesinde önlenir. Düzenli sulamayla topraktan tuzlar uzaklaştırılır.

Peki, hangi bitkiler drenaj sistemini sever, hangileri sevmez? Öncelikle orkideleri ele alalım. Orkideler iyi bir kök havalandırmasına ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden de drenaj gerektirirler. Keza Camellia olarak da bilinen Çin gülü de asidik olan ve drenajı iyi toprakları tercih eder. Sardunyalar da iyi drenajlı topraklarda yetiştirilir ve fazla su kök çürümesine sebep olabilir. Son olarak sukulentler de fazla suyu sevmez ve yine drenaj bu bitkilerin iyi bir şekilde yetişmesinde önemli bir rol oynar. Bir diğer tarafta ise de drenaja ihtiyaç duymayan bitkiler vardır. Yukarıda saydığımız bitkilere göre daha dayanıklı olan bu bitkilerin ilki adaçayıdır. Drenaj ve kuraklık problemlerine kaşı aynı sardunya ve biberiye gibi dayanıklıdır.

Bitki su tüketimini etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar hava ve toprak nemi, bitki örtüsü, güneşlenme süresi, sıcaklık, rüzgar, toprağın işlenme durumu ve bitki cinsidir. Bu bitkilerin suya karşı dayanıklı veya dayanıksız olması da bazı faktörlere bağlıdır. Örneğin kimi bitkinin kuraklık toleransı daha fazladır. Yani az su ile yetinebilirler hatta öyle ki fazla su çürümelerine bile sebep olabilir. Çeşitli adaptasyonlar geçirip yapraklarını kapatabilen bitkiler de su kaybını sınırlayabilirler.

Yazı Sponsoru

Adblock Detected

Please consider supporting us by disabling your ad blocker

Refresh Page