Ana Sayfa Blog Sayfa 19

Sukulent (Etli Bitki) Bakımı

0
Different kinds of succulents in a greenhouse
Different kinds of succulents in a greenhouse

Kaktüs bitki ailesinin ferdi olan Sukulent yani etli bitki, son yıllarda evlerde, ofislerde, dikey bahçelerde yani kısacası her yerde karşımıza çıkan bir türdür. Çok fazla sayıda alt türü olan bu üst türün bakımının kolaylığı nedeniyle çoğu kişi tarafından satın alınır. Renk renk çeşitleri bulunan sukulent türleri; kök ve gövdesinde su tutma kapasitesi yüksek olduğu için az su ister, bakımı konusunda çok hassas değildir. Ayrıca sukulentler çiçek açan sukulent ve çiçek açmayan sukulent olarak da kategorize edilebilir. Bu yazıyı hazırlamamın nedenini merak ediyorsanız eğer son dönemde sukulent bonsai fotoğraflarındaki artışı gösterebilirim. Birçok sukulent türü odunsu gövdeye sahip olabildiği için, bonsai olarak yetiştirilebiliyor. Bu nedenle sukulent bonsai bakımı ile alakalı kısa bir rehber hazırlamak istedim.

Yukarıda da bahsettiğim gibi, birçok sukulent türü bonsai olarak yetiştirilmeye müsait odunsu gövdelere sahip. Hem bakımının kolaylığı, hem zor şartlara dayanıklılık hem de evde yetiştirilebilmeleri sebebiyle herkes bu türleri tercih ediyor. Sukulent bonsai bakımı ile alakalı aşağıda klasik başlıkları paylaşıyorum.

Konumlandırma

Sıcak iklim bitkisi olan sukulentler, yaz aylarında bol bol güneşlenebileceği ortamlarda konumlandırılmalıdır. Uzun güneş banyoları ve düzenli sulama ile sukulentiniz güneş sayesinde hızlı gelişim gösterebilir.

Sulama

Kuraklığa ve sıcaklığa çok dayanıklı olan sukulentlerin sulama rutinlerine de dikkat etmek gerekir. Geçirgen bir toprakta ve drenaj delikli bir saksıda olduğunu düşünürsek sukulent bitkinizi sularken yaz aylarındaki kavurucu sıcaklarda haftada iki kere dolu dolu sulama yöntemini tercih edebilirsiniz. Kış aylarında sıcak ortamdaki sukulentinize ayda iki kere su vermeniz yeterli olacaktır.

Gübreleme

Ben sukulent bonsailerde uzun salınımlı gübre kullanıyorum. Senede bir kere verebileceğiniz bu gübreler sayesinde sukulentiniz daha hızlı gelişecektir. Uzun salınımlı gübreler, bitki satışı yapan birçok web sitesinde mevcut.

Toprak ve Saksı

Sukulentiniz için mutlaka geçirgenliği yüksek toprakları kullanmanız gerekir. Klasik torf gibi kalitesiz topraklar kullanmanız, bitkinizin köklerinin çürümesine ve ölmesine sebep olacaktır. Bonsai toprak karışımı için kullandığım ve önerdiğim topraklara göz atarsanız eğer, organik olmayan lav taşı, kil vb. taşları yakından tanıyabilirsiniz.

Umarım sukulent bakımı ve bu sukulentlerin bonsai olarak yetiştirilmesi ile alakalı önerilerim faydalı olmuştur. Twitter ve Instagram hesapları üzerinden bana ulaşabilir, yazılarınızı ve fotoğraflarınızı benimle paylaşarak web sitesinde yayınlanmasını sağlayabilirsiniz.

Çin Akçaağacı (Acer Buergerianum) Bakımı

0

Çin Akçaağacı; anavatanı Çin ve Japonya olan, üç dişli yapraklara sahip, bonsai olarak eğitmek için çok uygun bir ağaç türüdür. Doğada yaklaşık 50 santimetrelik gövde kalınlığına, ve 20 metrelik uzunluğa kadar erişebilen dayanıklı ve devasa bir türdür. Yine doğada yaprakları 8 santime kadar büyüyebilir ve genellikle üç dişli halde büyür. Bu nedenle Trident Maple olarak da adlandırılır. Yaprak döken bir türdür.

Orman formunda taş üstüne yapılmış Çin Akçaağacı örneği.

Benim de iki tane sahip olduğum ve yaklaşık üç metrelik ağaçlardan yamadori usulü elde ettiğim bu tür ile alakalı bakım önerilerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Umarım faydalı olur ve sizler de bu türde yaptığınız çalışmaları paylaşırsınız. Seve seve bu platformda yayınlarım.

Çin Akçaağacı Bonsai Bakımı

Ben baharın başlarında internet üzerinden bonsai yapımına uygun ağaçlar araştırırken satın almaya karar vermiştim bu türü. Yıllardır bir tane edinmek istiyordum ama çok da emin değildim uygun bir form bulabileceğimden. En sonunda bir web sitesinde 120 cm uzunluğunda tüplü fidanları buldum ve şansımı denemek istedim. En nihayetinde iki adet 120 cm fidan sipariş etmeme rağmen fidanlar kargoyla bana geldiğinde şok oldum. Fidanlar üç metreye yakındı ve eve sokulabilecek durumda değillerdi. Birkaç gün tüplü fidanları balkonda beklettim ve direkt bahçeye dikmeyi bile düşündüm. En sonunda kararımı vererek hem kazık kökleri hem de boyunu keserek fidanları zorladım. Çok zor bir karardı bu verdiğim çünkü ağacın istediğim bölümlerinde uç verecek gözler bile görünmüyordu. Sonunda ikisini de kestim ve şimdilerde oldukça güzel büyümeyle bana karşılık verdiler. Şimdi bakımıyla alakalı benim görüşlerimi ve derlediğim diğer bilgileri aktarmak istiyorum.

Konumlandırma

Çin Akçaağaç türü direkt güneş ışığına uzun süre maruz kalmamaktan hoşlanıyor. Ben balkon ve cam önündeki fransız balkonda yetiştirdiğim için akşam güneşini alan batıya dönük bir yerde konumlandırdım. Oldukça iyi karşılık verdi.

Sulama

Sulama için cömert davranıyorum ben akçaağaçlarıma. Yaz aylarında günde bir kere duş başlığıyla doyana kadar suluyorum. Sulamadığım zamanlarda ise yapraklarını ve gövdesini fısfıs ile serinletiyorum. Çok sevdiler bu düzeni ama kış aylarında buharlaşma olmayacağı için sulamayı haftada bir kere az yapacağım. Kullandığınız toprağın inorganik olması ya da drenaj kabiliyetinin yüksek olması gerekir bu tarz bir sulama için unutmayın.

Gübreleme

İlkbahar ile sonbahar arasında ayda iki kere gübreleme yapabilirsiniz. Büyüme mevsimlerinde ona destek olacak gübre karışımları kullanabilirsiniz. Bonsai gübreleme ile alakalı sayfayı ziyaret ederek ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Çin Akçaağacı Şekillendirme

Acer Buergerianum türünde yapraklarda ve dallarda budama yapmak benim için büyük zevk. 5 yaprağa kadar büyümesine izin verdiğim dallarda yaprak alımı yaparak iki yaprağa düşürüyorum. Alt kısımlarda sık yapraklanma ve dallanma için ise üstlerde oldukça sert budama yapıyorum. Yaprak küçültme için de büyük yaprakları sürekli %30-40 oranında kesiyorum.

Saksı Değişimi

Saksı değişimi için bu türde iki yılda bir gibi bir periyot oluşturmanız gerekli. Çok yaşlı ağaçlarda kaliteli bir toprak yapısı ve düzenli bakımla bu süreyi üç seneye çıkartmak da mümkün. Ben iki senede bir kere değişim yapacak şekilde takvimime işaretledim.

Dünyanın En Tehlikeli 5 Ağacı

0

Ağaçlar her zaman yaşamın, büyüklüğün ve hatta sağlığın simgesi olarak kullanılır. Dini simgelerde, kültürel efsanelerde hatta ülkelerin milli bayraklarında bile ağaçlar her zaman geniş toprakları simgeler ve dik duruşun bir yansıması olarak kullanılır. Bir ağaca sarılmak her zaman insanı rahatlatır ya da yeşil yapraklarıyla bir çınar ağacının köklerinin kilometrelerce ileri gittiğini hayal etmek çoğu zaman müthiş hissettirir. Peki size bazı ağaçların onlara dokunamayacağınız kadar zehirli olduğunu söylesem nasıl hissedersiniz? Tabii ki ağaçlar insanları yemez ama biyolojik olarak bazı bitkilerin yakınından bile geçmemeniz gerekir. Çünkü onlar sizin için zehirlidir. İşte sizler için derlediğim en zehirli beş ağaç.

5- Manchineel Ağacı

Bu ağaca dokunmak yasak. Hippomane Mancinella

İlk bakışta bir elma ya da kış armutu gibi duran bu meyveler belki ağzınızı sulandırmış olabilir. Fakat bu meyveyi yemek istemezsiniz. Son derece tehlikeli ve zehirlidir. İspanyolca; “manzanilla de la muerte” olarak telafuz edilen bu meyve; ‘küçük ölüm elması’ olarak Türkçe’de yerini bulmuştur. Ayrıca meyvesinin zehirleri bu ağacın asıl tehlikesinin yanında neredeyse melek kalır. Yağmurlu bir günde bu ağacın altında durmanız, vücudunuzun yanmasına sebep olacaktır. Genellikle Karayipler, Florida, Meksika ve Orta Amerika’da doğada yetişen bu türün nesli yavaş yavaş tükenmektedir. Meyvesinde yüksek derecede kanserojen ve zehirli bileşenler barındırır. Bu ağaçla herhangi bir doğrudan temas halinde bulunmak kişinin vücudunda yanıklar oluşmasına sebep olurken meyvesinin yenmesi ise acılı bir ölüme yol açar. Gördüğünüz üzere bu ağacın bulunduğu yerlerde devletler bu ağaca yaklaşmayı kesinlikle yasaklamıştır.

4- İntihar Ağacı (Cerbera Odollam)

Güzel etli yaprakları ve beyaz çiçekleriyle karşınızda; İNTİHAR AĞACI

Bu ağaca ve yapraklarının güzelliğine bakan birisi; zehirli ağaçlar kategorisinde sanırım ilk bakışta saymaz. Fakat gerçek öyle değil. Bu ağacın othalanga adı verilen, genellikle cinayet ve intihar için kullanılan çok ama çok zehirli bir meyvesi var. Tesadüfe bakın, bu meyve de armut gibi göründü benim gözüme. Hindistan’a özgü olan bu tür, zararlıları uzak tuttuğu için çoğu peyzaj çalışmasında sıklıkla kullanılan aslında yardımcı bir ağaç türüdür.

3- Hindistan Cevizi

Hindistan cevizi meyvesi

Hindistan cevizini yemekten herkes hoşlanır. Onu yeriz, suyunu içeriz hatta bir adaya düşsek hindistan cevizi sayesinde hayatta bile kalabiliriz. Tüm bunların yanında hindistan cevizinin tehlikeli ağaçlar listesinde yer almasının başka bir sebebi var; kendisi. Bir hindistan cevizi içerisindeki su ve çok kalın dış kabuğu sayesinde primatlar tarafından silah olarak kullanılabilir. Bu meyvelerin silah olarak kullanıldığına ve bir canlıyı çok rahat o yükseklikten düşerek öldürebileceği kanıtlanmış.

2- Bunya Çamı

Bunya Çamı ve harika görünümü.

Bunya Çamı benim favori katillerimden birisi. Şimdiye kadar kaç canlıyı öldürdü bilemiyorum tabii ki ama üzerinde bulunan devasa kozalaklar o kadar ölümcül ki o yüksekten düşen bir kozalak tarafından kolayca ölebiliyorsunuz. Birçok insanın her yıl hastaneye sırf bu sebepten kaldırıldığını yazan kaynaklar var ama neye dayanarak yazdıklarını bilemiyorum açıkçası.

1- Yaygın Porsuk

Yaygın Porsuk ve zehirli meyvesi

İşte benim favorim. Porsuk türlerini hep sevmişimdir ama yaygın porsuk en sevdiğim türü. Sokrates’i öldüren ağaç olarak da birçok yerde görebileceğiniz bu porsuk türü çok yavaş gelişen ve meyvelerindeki kimyasallar nedeniyle oldukça zehirli bir yapıya sahip. Bu sebeple kontrol altında üretildiğini ve park, bahçe gibi alanlarda yetiştirilmesinin yasak olduğunu biliyorum. Yaygın Posuk türünün bir diğer özelliği de çevresindeki yaban hayatı neredeyse bitirmesi. Etrafındaki ağaçları öldüren, meyvesinden yiyen böcekleri ve kuşları öldüren enteresan bir ağaç türü. Siz siz olun bir gün bir yerlerde denk gelirseniz uzak durun 🙂

Çöl Gülü Adenium Rehberi: Nasıl Yetiştirilir ve Bakımı Nasıl Yapılır?

0
Desert Rose in Bloom
Desert Rose in Bloom

Çöl Gülü; Adenium Obesum ya da Desert Rose olarak adlandırılan bir bitkidir. Kırmızı, pembe ve sarı tonlarında çiçekleri olan, özellikle güneşli bölgelerde inanılmaz hızlı gelişim gösteren bir türdür. Bakımı, sulanması, toprak isteği ve karakteristik özellikleriyle adenium hakkında sizlere detaylı bilgi aktarmak, kendi tecrübelerimi ve derlediğim değerli bilgileri sizlerle paylaşmak için bu yazıyı hazırladım. Adenium bonsai olarak değerlendirildiğinde oldukça enteresan sonuçlar çıkabiliyor ortaya. Kendine has etli ve geniş gövdesi, su tutan yapısı ve zehirli öz suyu bulunan adenium dikkat edilmesi gereken ama zevkle bakılabilecek bir bitki. Bonsai olarak bakmak isteyenler başta olmak üzere bu kılavuzda sizlere çöl gülünün tüm karakteristik özelliklerini ve doğal ihtiyaçlarını aktarmaya çalışacağım.

Adenium Obesum, tropikal ve subtropikal bölgelerde yetişen zehirli bir bitki türüdür. Yaygın isimleri, çöl gülü, impala zambağı ve sahte açelya’dır. Çöl gülü, çekici ve aynı zamanda kolay bakıma sahip bir bitkidir.

Adenium Obesum veya daha iyi bilinen adıyla çöl gülü, herhangi bir acemi yetiştiricinin bahçesinde bulunması gereken, yavaş büyüyen bir süs sukulentidir. Bu tropikal bitki, gerçekten eşsiz görünmesine rağmen çok az bakım gerektirir. Güneşli bir yere ve iyi drenaja sahip bir toprak bu bitkinin büyümesi için gerekli olan en önemli iki şeydir.

Bu etli bitki, Türkiye’nin genellikle güney bölgelerinde yetişmeye uygundur. 10 derecenin altındaki sıcaklıklar bu çöl gülünün yaşamasına olanak tanımamaktadır. Bununla birlikte daha serin bölgelerde yaşayanlar, bu bitkiyi iç mekânlarda yetiştirebilir. Çöl gülü, iç mekân ya da bahçe fark etmeksizin büyüyecektir.

Hand farmer holding pruning shears for branch adenium obesum tree in plastic plant pot
Adenium adı verilen Çö Gülü, saksıda çok kolay yetişririlebilir.

Çöl Gülü Hakkında Kısa Bilgiler

  • Çöl Gülü bitkisinin botanik adı Adenium Obesum’dur. Bu etli bitki, mock azalea, sabi star, kudu, impala zambağı ve cüce şişe ağacı gibi isimlerle de bilinir.
  • Adenium Obesum, Apocynaceae ailesine aittir.
  • Afrika ve Orta Doğu’nun çöllerine özgü olan çöl gülü, sıcak iklimleri seven tropik bir bitkidir.
  • Türkiye’de güney bölgesi gibi daha ılıman iklimlerde, bahçede yetiştirilebilir. Daha soğuk bölgelerde ise, iç mekân bitkisi olarak büyütülebilir. Bu etli bitkinin gelişmesi için tropik benzeri yetiştirme koşullarının gerekli olduğu unutulmamalıdır.
  • Nerede yetiştirirseniz yetiştirin, çöl gülünün temel gereksinimlerine dikkat edildiği takdirde zorluk çıkarmayacağı bilinmelidir. Bitki, ihtiyacı olan koşulları sağlamak için verilen sıkı çalışmanın ödülünü, çiçeklenme döneminde verecektir.
  • Doğal büyüme koşullarını en iyi şekilde taklit etmek için bu bitkiye, bol güneş ışığı sağladığınızdan emin olunmalıdır. Bahçede veya evdeki en güneşli yeri seçerek, bitki oraya yerleştirilmelidir. Yeterli güneş ışığına maruz kalmak, ihtiyaç duyduğu en temel şeylerden biridir.
  • Tam güneş ışığının yanı sıra, çöl gülü bitkisinin 35°C’ye kadar sıcaklıklara ihtiyacı vardır. Çok uzun süre 4°C altındaki sıcaklıklara maruz kalırsa, bitkiniz ölecektir.
  • Bu etli bitkinin sahip olduğu bir diğer temel ihtiyaç, iyi drene olan topraktır. Çöl gülü, toprak fazla suyun geçmesine izin vermiyorsa, kök çürümesine karşı çok hassastır. Toprağın iyi drenaj sağladığından ve bitkiyi ıslak toprakta tutmayacağından emin olunmalıdır.
  • Adenium Obesum, insanlar ve hayvanlar için çok zehirlidir. Sukulenti ister içeride ister dışarıda yetiştirin, çocukların ve evcil hayvanların erişemeyeceği bir yere koyulduğundan emin olunmalıdır. Bu bitkinin yutulması, düşük kalp hızı, uyuşukluk, düşük tansiyon, baş dönmesi ve mide sorunları gibi belirtiler verebilir. Bitkinin özü de cilde temas ettiğinde zehirlidir ve ciddi cilt tahrişine neden olur.
  • Çöl gülü, genellikle yaprak bitleri, pullar ve örümcek akarları gibi özsuyu emen böcekler tarafından saldırıya uğrar. Bu zararlılar kelimenin tam anlamıyla bitkinin ömrünü emer. Haşere istilasından korumak için böcek öldürücü sabunlar kullanabilir veya hafif istila durumlarında bitkiden böcekler toplanabilir.

Çöl Gülü: Genel Bir Bakış

  • Çöl gülü, yavaş büyüyen tropikal bir sukulenttir. Genellikle her yıl yaklaşık 30 cm büyür.
  • Bu bitki, olgunluğa ulaştığında 90 ila 270 cm yüksekliğe ve 90 ila 150 cm genişliğe ulaşabilir.
  • Nemi korumak için kullanılan büyük yaprakları olan diğer bitkilerin aksine, çöl gülü bir su depolama sistemi olarak kullandığı caudex veya şişmiş bir gövde geliştirir.
  • Bitki yaşlandıkça, şişmiş gövde veya caudex bölünerek payanda görünümü kazanır. Birçok insanın bu sukulentin, bonsai ağacına benzediğine inanmasının nedeni budur.
  • Çöl gülü ayrıca dalların büyüdüğü sulu bir gövdeye sahiptir.
  • Bu bitkinin çiçeklenme mevsimi olan yaz aylarında Adenium Obesum, trompet şeklini andıran koyu pembe çiçekler üretir.

Çöl Gülü Yetiştirmek

Çöl gülü bitkisinin bakımı basittir. Ancak, bitkiye doğal konumunun iklimini ve unsurlarını taklit eden bazı temel yetiştirme koşulları sağlamanız gerekir. Genel olarak, bir çöl gülünün sağlıklı ve mutlu büyümesi için ihtiyaç duyduğu iki önemli şey,  bol güneş ışığı ve iyi drene olan topraktır.

Bu bitkiyi yerleştirmek için bahçedeki veya evdeki en güneşli yer seçilmelidir. Bitki tam güneşe sahip olduğu sürece, içeride veya dışarıda yetiştirmeniz önemli değildir. Sukulentinizin günde en az 5-6 saat tam güneş alacağı bir yer seçilmelidir. Daha serin bir bölgede yaşıyorsanız ve bitkiyi içeride yetiştiriyorsanız, hava sıcak olduğu sürece bitkiyi sıcak mevsimlerde dışarıda tutmak en iyisidir.

Çöl gülünüzü gübrelemek, sağlıklı büyümesine yardımcı olmak ve yaz aylarında daha fazla çiçek açmasını teşvik etmek için de önemlidir. Bitkiniz aktif büyüme dönemi olan yaz aylarında, ayda bir kez yarı yarıya seyreltilmiş sıvı gübre ile beslenmelidir. Kışın uyku döneminde gübre verilmemelidir.

Çöl gülünü budamaya gelince, bu gerektiğinde yapılması uygun bir işlemdir. Bitkide zamansız büyümeyi destekleyebileceği ve soğuk hava hasarına karşı hassas hale getirebileceği için, bitkiyi geç sonbaharda budamaktan kaçınmanın en iyisi olduğu unutulmamalıdır. Bir çöl gülünü budamak için en iyi zaman, aktif büyüme periyodundan ve çiçeklenme mevsiminden hemen öncesidir. Bu şekilde, daha fazla dalın büyümesini teşvik edeceksiniz ve bu da daha bol çiçeklenmeye yol açacaktır.

Çöl gülü, muhtemelen her bonsai sever tarafından bakılmak istenen bir ağaçtır. Popüler olmasının da getirdiği az bulunurluk işin içine girince çöl gülü fidanı ya da fidesi edinmek bayağı imkansız hale gelir oldu. Ben de bir şekilde edindim üç tane ve üzerinde denemeler yapmaya başladım. Henüz çok yeni olsalar da büyümeleri için yaz sonu eve yapay güneş ortamı kurmayı bile planlıyorum. Gelişmeleri size tabii ki bonsai notları üzerinden yazacağım. Çöl gülünün bakımı zordur. Bakımı zormuş bunu anladım yaptığım araştırmalar sayesinde. Dolayısıyla diğer ağaç bakım kılavuzlarından daha geniş yazmaya çalışacağım.

Konumlandırma

Sıcak iklimlerde (güney yarım küre) adenium yıl boyunca balkonda kolayca tutulabilir. Bizim ülkemizdeki gibi ılıman iklimlerde ise Mayıs’tan Eylül’e kadar gün içinde en az 5-6 saat güneş alabileceği bir konumda bulundurulması gerekir. Yarı gölgelik alanlarda da Adenium Bonsai yetişecektir ama güneşi çok sevdiğini unutmayın. Ilıman iklimlerde yaz bitmeye başladığı andan itibaren içeri almanız, bol gün ışığı çekebileceği bir serada tutmanız en iyisi olacaktır.

Çöl Gülü Ne Sıklıkla Sulanmalıdır?

Çöl gülünüzün sulama ihtiyaçları, yılın zamanına ve yaşadığınız iklime bağlıdır. Genel olarak, bu bitki nemli toprakta tutulmayı tercih eder. Bununla birlikte ıslaklıktan hoşlanmamaktadır. Kök çürümesine karşı hassastır, bu nedenle iyi drenaj sağlanan toprağa ihtiyaç duyar.

Toprağını nemli tutmak için düzenli olarak sulanması gerekir. Ne kadar sulanacağı ise sıcaklıklara bağlıdır. Yaz aylarında, her hafta sulamanız gerekebilir. Bitki kışın uykuda kaldığından, nemi azaltmak için ayda bir kez sulamanız yeterlidir.

Bu bitki için genel bir sulama kuralı olarak “sula ve kurut” yöntemini kullanılabilir. Bu yöntem toprağı suyla doyurmayı içerir. Bir sonraki sulamadan önce toprak karışımının neredeyse tamamen kuruması beklenir. Toprağın kuru olup olmadığını görmek için, üstten birkaç santim kontrol edilir. Eğer toprak kuruysa, sulama zamanı gelmiştir.

Çöl gülünün gövdesi ve doğası gereği su tutma kapasitesi vardır. 7-10 günde bir kere bolca sulamanız yeterli olacaktır. Asla çok sulamayın, bu durum köklerine zarar verecektir ve kaş yaparken göz çıkartabilirsiniz. 10 günde bir kere sulayın, zaten siz gelişimini gördüğünüzde doğru yaptığınızı anlayacaksınız.

Çöl Gülü Gübreleme

Gübreleme yaparken, Adenium bitkisinin ters olduğunu dikkate alın. Ben Adenium için sıvı gübre aldım, bir litre suya yarım kapak kadar koyup ilkbahardan sonbahara kadar kullanıyorum düzenli olarak. Size de bunu öneririm. 20 günde bir kere vermeniz yeterli olacaktır. Çok bile.

Adenium Budama ve Şekillendirme

Adenium’u yıl boyunca budayabilirsiniz ama her ağaçta olduğu gibi yeni sürgünler patlamaya başlamak üzereyken budamanız daha iyi olacaktır. Adeniumlarda budama hızlı iyileşme ile cevap bulur ve dolayısıyla yeni dallar, tomurcuklar sizi karşılar. Adeniıum üzerinde budama ve telleme yaparken eldiven giymeniz sizin yararınıza olacaktır. Çünkü adenium bitkisinin özü zehirlidir. İki ya da üç yılda bir saksı değişimi ve kök budaması yapabilirsiniz. Toprak seçimine de bu noktada dikkat etmeniz gerekecek. Adenium bonsai toprağı çok çok iyi drene olan geçirgen yapıda olmalıdır. Köklerin ıslak kalması ona zarar vereceğinden inorganik toprak karışımı ile bu sorunun önüne geçebilirisiniz.

Dry Desert rose, Adenium obesum,
Adenium Obesum

Çöl Gülünün Çoğaltımı Nasıl Yapılır?

Adenium Obesum, dal kesimleri yoluyla çoğaltılabilir. Kesilen dallar, uzun ve ince bir kaba dikilmelidir. Bu aşamada yeni bitki, bolca bakım ve ilgi ister. Gerekli ilgi sağlanmadığı sürece soğanlı bir gövde geliştirme konusunda başarısız olacaktır. Yeni bitkinin kök sistemi gelişmeye başladığında, daha kısa bir kaba taşınabilir.

Çöl Gülü Ekimi Nasıl Yapılır?

Çöl gülünün, sağlıklı ve mutlu bir bitkiye dönüşmesi için temel bazı ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar arasında bol güneş ışığı, iyi drene olan toprak ve sıcak sıcaklıklar bulunur.

Bu etli bitkinin gelişmek için çok fazla güneş ışığına ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Bu bitkinin tropik bir gül olduğunu ve bu sebeple güneşi çok sevdiği hatırlanmalıdır. Bahçenize dikmeyi seçerseniz, yerleştirmek için dış mekân alanınızdaki en güneşli yer tercih edilmelidir. Bu bitkiyi iç mekânda yetiştirmeyi planlıyorsanız saksı, evinizin içine bol miktarda güneş ışığının girmesine izin veren bir pencerenin önüne koyulmalıdır.

Çöl gülü kumlu, iyi drene olan topraklarda büyümeyi tercih eder. Nereden geldiği düşünüldüğünde bu bitkinin kuru toprağı sevmesi şaşırtıcı değildir. Bu bitki yüksek miktarlardaki suyu ve ıslaklığı sevmemektedir. Bu nedenle, toprağın iyi drenaja izin verdiğinden emin olunmalıdır. Drenajı iyileştirmek için toprak, kum veya çakıllarla karıştırılabilir. Bu, fazla suyun geçmesine izin verecektir.

Sonuç Olarak

Çöl gülü, etrafta olması hoş ve güzel bir sukulenttir. Az bakım gerektirir, çiçeklenme döneminde harika görünür. Herhangi bir evde veya bahçede göz alıcı bir odak noktası oluşturacaktır. İster deneyimli ister acemi bir yetiştirici olun, bitki koleksiyonunuzu geliştirmek için çöl gülü harika bir seçimdir.

Son olarak, çöl gülünün yüksek sıcaklıkları sevdiği unutulmamalıdır. Bu bitki 35 dereceye kadar çıkan sıcaklıklarda büyür. Tüm yıl boyunca bu kadar yüksek sıcaklıklara sahip bir bölgede yaşıyorsanız, Adenium Obesum’unuzu bahçenize endişe etmeden dikebilirsiniz. Daha soğuk iklimlerde yaşıyorsanız, soğuk aylarda içeriye taşınabilecek bir saksıya koyulmalıdır.

Adenium hakkında genel bilgiler vermeye, bonsai olarak bakımı yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğine değindim. Aslında Adenium ile alakalı çok şey okuyup yazabiliriz fakat bilmemiz gereken kilit nokta şu; Adenium doğası gereği tropikal ve yarı tropikal olarak bilinen bir türdür. Çöllerde yetişir ve dolayısıyla saksı yetiştiriciliğinde de aynı ortamı sizden görmek ister. Ona bol güneş, az su verin ve arkanıza yaslanıp yıllar boyunca nasıl büyüdüğünü seyredin. Siz de Çöl Gülü bakımı ve yetiştirilmesi ile alakalı fikir sahibi misiniz? Bana yorumlar aracılığıyla ulaşarak hemen bonsainotlari.com yazarı olabilirsiniz. Sizin de görüşlerinizi burada paylaşmak, onları herkese yaymak için tüm imkanları kullanmak isterim.

Ateş Dikeni (Pyracantha) Bakımı

0

Ateş dikeni; herdem yeşil çalı türlerinden bir tanesidir. Kendi arasında farklı türleri de bulunan bu tür, bonsai olarak eğitilebilmek için oldukça uygundur. Yaprakları oval, küçük ve yeşil olan bu türün meyveleri kırmızıdır. En önemli karakteristik özelliği dallarında yer alan ve gerçekten canınızı yakabilecek dikenleridir. Bu dikenlere dikkat etmelisiniz çünkü benim parmağımda küçük bir delik oluştu 🙂

Ateş dikeni çalısı örneği. Tipik kırmızı meyveleri ve oval yapraklarıyla.

Ateş Dikeni Bonsai Bakımı

Genellikle süs ağacı ve çalı olarak değerlendirilen bu türü, pandemi sürecinde ben de araştırdım ve bonsai koleksiyonuma eklemek istedim. Saksıdan çıkartmaya çalışırken gördüğüm kökler beni o kadar etkiledi ki bu kadar sağlıklı bir kök yapısı göreceğim aklıma gelmemişti. Saksının altında yer alan su tahliye delikleri birbirlerine kök kazıklar ile bağlanmıştı resmen. O kazık kökleri tek tek kestim ve ağacı saksıdan ancak çıkartabildim. Benim gibi bonsai sanatı için yeni bir adaysanız, bence bu ağaçla başlamalısınız.

Konumlandırma

Ateş dikeni; büyüme mevsimi boyunca güneşe ve yarı gölgeye uygundur. Aslında herdem yeşil olduğundan, meyve üretmek için güneşe ihtiyacı vardır. Çok güçlü rüzgarlardan ve soğuklardan korumanız, onun için en iyisi olacaktır.

Sulama

Bonsai sulama konusunda aynı şeyleri okumaktan sıkıldığınızı biliyorum. Ben de ilk okuduğumda ama yeter yani aynı şey de bu kadar tekrar edilmez diyordum. Ateş dikeni sulamasının da diğer bonsai sulama işlemlerinden pek bir farkı yok. Burada dikkat edeceğiniz nokta, kök bölgesinin daima nemli kalmasını sağlamak olacaktır. Büyüme mevsiminde her gün sulayabilirsiniz, kış aylarında haftada bir kere yeterli olacaktır.

Ateş Dikeni Gübreleme

Ateş dikeni bonsai bakımında meyve elde etmek istiyorsanız, potasyum ve fosfor ağırlıklı gübreler kullanmalısınız. Büyüme mevsiminde haftada bir kere sıvı bonsai gübresi kullanmanız yeterli olacaktır. Bonsai Gübreleme yazısını mutlaka okuyun.

Budama ve Telleme

Budama yapmak için ilkbahar ve büyüme mevsiminin sonu olan yaz sonu uygun olacaktır. Bunun dışında yeni sürgünleri iki yaprağa kadar budayabilirsiniz. Bunun dışında ben çok büyük yaprakları her mevsim kesiyorum. Çünkü dayanıklı bir ağaç, sorun olmadı şimdiye kadar. Kablolama için de yazının başındaki uyarıyı yapmakta fayda var. Telleme için çok müsait bir yapısı var ağacın ama dikenlere dikkat etmeniz gerekiyor. Bu dikenlerden kaçınarak dilediğiniz gibi telleme yapabilirsiniz.

Saksı Değişimi

Bu türde saksı değişimi için ilkbaharın başları uygundur. Büyük yaşlı ağaçlarda 2-3 yılda bir saksı değişimi yapılabilir. Saksı değişimi sırasında kök budamasını 1/3 oranına kadar yapabilirsiniz, çok güçlü köklerle karşılık verecektir mutlaka.

Genel anlamda ateş dikeni ile alakalı bilgileri sizlere aktarmaya çalıştım. Bu içeriğin altına yakın zamanda ateş dikeni bonsai ile alakalı bir video da ekleyeceğim. Böylece kazandırmaya çalıştığım estetik görünüm hakkında sizlerin de önerisini alabilir, yorumlarınızı daha kolay toplayabilirim. Ayrıca bonsai bakımı ya da ağaç türleri ile alakalı önerileriniz varsa blogumda misafir yazar olarak dilediğiniz gibi yazabileceğinizi de hatırlatmak istiyorum. Böylece hem bilgilerinizi yayabilirsiniz hem de bizler sizin tecrübelerinize daha kolay erişebiliriz. Yazar olmak için yorum kısmından başvuru yapabilirsiniz. YouTube kanalımı takip etmeyi unutmayın.

Bonsaim Öldü mü?

0

Son zamanlarda hem çevremde hem de internette birçok kişinin, bu soruyla bana geldiğine şahit oluyorum. Evde izolasyon durumunda olduğumuz şu günlerde çok başınıza gelmiyor olsa da tatile gittiğinizde ağaçlarınızı susuz bırakabiliyorsunuz. Şunu da eklemek gerekir; şimdi herkes evde kendini izole ettiği için, bir bonsai öldürme nedeni de çok fazla sulamak olarak karşımıza çıkıyor. Canınız her sıkıldığında bonsainizi suladığınızı, bu günlerde ağacınızın her suladığınızda yeni sürgünler vermesini bekleyebilir, bunu her gün her gün tekrarlayarak kökleri, dolayısıyla ağacınızı öldürebilirsiniz. Sulama dışından da bonsaileri öldürmenin onlarca yolu var doğal olarak. Mesela tropikal iklime alışkın bir ağacı soğukta balkonda bırakmış olabilirsiniz ya da rüzgara, esintiye, soğuk ve sıcak değişimlerine ihtiyacı olan bir tür ağacınızı kaloriferin tam dibinde konumlandırdınız. Bu şekilde sayabileceğimiz çok sebep var bir bonsainin ölmesi için. Bu yazıda daha çok bu tip ölüm işaretlerinin ve önüne nasıl geçebileceğinizin üzerinde durmak istiyorum. Haydi başlayalım!

Ağacınızın Ölmeye Başladığında Verdiği Sinyaller

Ağacınız, ölmeye başladığında size birkaç sinyal gönderir. Bazen tek bir dalı hızlıca kurutur, bazen de kabukta ya da yapraklarda renk değişimi yaşanır. Sonuçta ağacınız bir gecede ölmeyecektir, dolayısıyla bu sinyalleri dikkatle izlemeniz gerekir. Böylece bonsainizi hayatta tutacak adımları da atabilirsiniz.

Bonsailerde Solma

Ağacınız tabii ki iklime ve mevsimlere bağlı doğal sebeplerden yapraklarını soldurabilir. Dolayısıyla her solma ağacınızın ölmeye başladığının habercisi değildir. Doğal sebepler dışında kalan hızlı solmalar ise, mutlaka takip etmeniz gereken bir sinyal olabilir. Solmaları, özellikle ani ağaç solmaları gibi durumları asla es geçmeyin.

Bonsai yapraklarında solma örneği. Bazı yapraklar henüz direniyor.
Bonsai yapraklarında solma örneği. Bazı yapraklar henüz direniyor.

Ardıç gibi iğne yapraklı ağaçlarda yaprakların inanılmaz güzel yeşilliğinin yavaş yavaş sarıya çalan bir renge doğru kaydığını görebilirsiniz. Bu kayma devam ederse en sonunda yapraklar sarı ve kahverengi olarak değişecek, donuk bir görünüm ortaya çıkacaktır. Ardıç gibi iğne yapraklı türlerde bu solmanın sebebi yeterince güneş alamamasından, iç mekanda olmasından ve yeteri kadar su alamamasından da kaynaklanabilir. Bu tip dallarda sararma gördüğünüzde bu çok sulamanızın ve köklerin sürekli su içerisinde kalarak çürümeye başladığının da habercisi olabilir. Çok anlaşılmaz bir paragraf oldu belki ama sulama, güneş ve mekan gibi konularda bonsainizi memnun etmeniz gerekiyor, bunu kısaca bilmekte fayda var.

Solmaların başlaması ve ilerlemesini gösteren görsel.

Ardıç ve benzeri ağaçlar dışında Karaağaç gibi yaprak döken ağaçlar da bazı sebeplerden solma yaşayabilir. Bunun en önemli nedeni, öğleden sonra kendisini gösteren yakıcı güneştir. Bu aslında solma değil yaprak yanması olarak adlandırılabilir. Yine yaprak döken ağaçlarda da solma için en önemli sebep yanlış sulamadır.

Güçsüz Dallar ve Yeşillikler

Bonsainizin ölmeye başladığının en büyük işaretlerinden birisi de sert olmasını beklediğiniz dalların ve yaprak diplerinin kırılgan yani gevrek olmasıdır. Yumuşak olması gereken dallar çok kırılgansa ya da kırılgan olmaması gereken dallar çok gevrekse bu bir ölmeye başlama sinyalidir. Tetikte olmalısınız. İğne yapraklı ağaçlarda bunun en net sebebi sulamada yapılan hatalardır. Siz bonsai sulama ile alakalı önerilerin bulunduğu yazıyı bir kontrol edin derim. Yaprak döken ağaçlarda dallarda güçsüzleşme, yaprakların solmasının ardından görülecektir. Bunun da sonrasında yaprakların tutunacak yeri kalmadığında dökülmesi görülecektir. Yaprak döken ağaçlarınızda sonbahar mevsimi dışında bu yapraklar dökülüyorsa, sulama gibi konularda yanlış yapıyor olabilirsiniz.

Bonsai sulama konusunda tecrübeli olmanız, her şeyin başıdır.

Bonsainizin Hayatta Olup Olmadığını Kontrol Etmek

Ağacınız renk değiştirmeye başladıysa ya da çok çabuk kuruyarak kırılgan hale geldiyse, bileklerinden nabız kontrolü yapmanın vakti gelmiş demektir. Ağacınızın hayatta olup olmadığını kontrol etmek için yapabileceğiniz çok basit işlemler var. Özel bir şeye de ihtiyacınız yok.

Tırnak Testi

Ağacınızda bu tip sinyaller aldıysanız, ağacınızın biraz daha üzerine düşmeniz gerekecek. Ağacınızın bir dalının ya da tamamının ölüp ölmediğini anlamak için tırnağınızı o dala biraz batırmalı, kahverengi alanın altında yeşil kısım olup olmadığına bakmalısınız. Eğer yeşil renge ulaştıysanız, o dal hayatta demektir. Sevinebilirsiniz. Bir dalı kontrol ediyorsanız önce dalın ucundan kazımaya başlayın, orada yeşil alanı bulamadıysanız, dalın ağaca doğru olan kısımlarından tekrar deneyin. Bazen ağaçlar uç kısımdan kurumaya başlayabiliyor, dolayısıyla bazı yerleri hayatta olabilir.

Ölü Dalların Özellikleri

Ağacınızın tamamı değil de bir kısmının ölmüş olması, bir avantaja çevirebileceğiniz bir durumdur. Bonsai’de ölü dallar ağacınıza daha karakteristik bir görünüm kazandırabileceğiniz özellikte dallar haline gelebilir. Genellikle ardıçlarda karşımıza çıkan deadwood adı verilen ölü dalların kompozisyona katılması, en ünlü bonsailerde estetiği sağlayan elemanlardır.

Ölü kısımları estetik kompozisyonda önemli rol oynayan bir bonsai

Sonuç

Bonsai ağacınızın bir kısmı ölmüş olsa da bu her şeyin bittiği anlamına gelmez. Gerekli sinyalleri ağacınız size vereceği için erken teşhis gerçekten hayat kurtarabilir ve hatta bonsainize ayrı bir görünüm katabilir. Yapmanız gereken tek şey bonsai bakımı için kendinizi daha da geliştirmek ve sulama, gübreleme, konumlandırma gibi konulara hakim olmak. Umarım bu yazıda ağacınızın ölmesi ve bu ölümün önüne geçmek için yapmanız gerekenleri sağlıklı aktarabilmişimdir.

Perlit Nedir? Bahçenizde ya da Saksılarınızda Nasıl Kullanabilirsiniz?

0
Houseplants, green eco urban trends. Close-up care of indoor plants
Houseplants, green eco urban trends. Close-up care of indoor plants

Volkanik bir cam türü olan Perlit, asidik karakterlidir ve en büyük özelliği bembeyaz rengidir. Bu beyaz renginden ötürü Perlit; inci manasına da gelen Perle kelimesinden adını almıştır. Isındığı zaman genleşen, topraklarda havalanma kapasitesini artıran ve köklerin gelişimini hızlandıran bu volkanik taş; bonsai toprak karışımı için ayarında kullanılması gereken, olmazsa olmaz karışım elemanıdır. Yani benim için en azından bu durum böyle.

Perlit Nereden Elde Edilir?

Perlit, alıştığımız diğer taşlar gibi volkanik bir cam türü. Volkanik bölgelerede madenleri bulunur ve madencilik işletmeleri bu madeni ham halinde önce işler, ardından alıştığımız küçük belirsiz şekilli yapısına sokabilmek için farklı birkaç işleme tabii tutar. Tarım alanında da oldukça sık kullanılır. Bu sebepler satın alacağınız ürünün poşetinin üzerinde tarımsal perlit ibaresini görebilirsiniz. Bu şekilde yazıyorlar, sanıyorum herhangi bir farklılık yok ama satış için gerekli.

Hands with garden scoop close up caring for houseplant Coleus.
Perlit ile çalışan bir bahçeci

Bu bol bulunan maden; tarım dışında da birçok sektörde karşınıza çıkabilir. Bu sektörleri kabaca saymak gerekirse; inşaat, metalurji, sanayi, gıda ve ilaç gibi devam edebiliriz. Perlit’in çok tercih edilmesinin sebebi, ilk hacminin yirmi katına kadar genleşmesi ve asidik bileşimli olmasıdır. Ayrıca yanmaya karşı da dayanıklı olduğundan inşaat gibi sektörlerde çok sık kullanılır.

Tarımsal Perlit Faydaları

Bu volkanik cam hemen hemen her kolu için oldukça önemli bir maden. Bitki ilaçlarından toprak karışımlarına kadar birçok noktada kullanılan bu volkanik cam; özellikle topraksız tarım yapanlar ve fidecilik ile uğraşanlar tarafından da faydalanılıyor. Perlit’i benim bonsai toprağı karışımlarında kullanmamın sebebi, zaten çok iyi drenaj kapasitesi sağlayabildiğimiz saksılardaki drenajı kontrol altında tutmak, köklere su pompalayacak bir taş ile köklenmeyi üst düzeye çıkartmak. Dolayısıyla az miktarda toprak karışımında kullandığımız bu cam bence suyu daha faydalı kullanabilmemiz için oldukça önemli.

Bonsai Toprağı ve Kullanımı

Bonsai bakımı ile alakalı yabancı ve Türk kaynaklarda herkes köklerin çok fazla suya maruz kalmaması için iyi bir drenaj kapasitesi öneriyor. Ben de bunu öneriyorum haliyle ve deneyerek de gördüm bunun önemini. Öncelikle bu madeni kullanmak istiyorsanız toprağınızdaki diğer elemanların suyu tutma kapasitelerini de göz önünde bulundurmanız gerekir. Perlit, suyu kendi bünyesinde depolayarak köklere çok su gitmesinin önüne geçecektir ama çok fazla perlit kullanırsanız, kökler de o derece çok suya maruz kalabilir. Dolayısıyla bonsai toprak karışımınızda %3-%7 oranında perlit kullanmanızı öneririm. Bu konuda başka kaynaklarda %10’a çıkan bile var, bu tamamen size kalmış bir durum. Ben temkinli davranıyorum toprak karışımlarında kullanım konusunda, bunun sebebi ise fobim olması. Ne olursa olsun suyu çok tutan topraklar hoşuma gitmiyor.

Ponza Taşı Nedir?

0

İnternet üzerinde arattığınızda ya da bir ponza satın almak istediğinizde; yalnız o Pomza diyenler olacaktır. Hayır arkadaşlar, doğru yazılışı Ponza’dır. Bu yazıda ponza ile alakalı genel bilgiler vereceğim ve benim için neden önemli aktarmaya çalışacağım. Bonsai toprak karışımı için kendi karışımımı deneyimlerime göre sürekli yeniliyorum. Bonsai yetiştirmek için uygun toprak karışımı için ayarlama yaparken sürekli yeni formüller oluşturuyorum kendimce. Ponza taşı da bu yeni karışımın üyelerinden bir tanesi. Öncelikle ponza nedir ve nerelerden elde edilir bunun üzerinde duralım. Ponza taşı; Türkçe’de topuk taşı, köpük taşı olarak da adlandırılıyor. İngilizce’de ise iri taneli ponza pumicite, ince taneli ponza ise pumiz olarak adlandırılıyor. Bizim aslında bonsai toprağı için kullanacağımız türü pumiz, yani ince taneli ponza taşı. Kozmetik sektöründe birçok firma topuk taşı olarak dikdörtgen taş formatında bu taşları satıyorlar. Tabii bizim üzerinde duracağımız konu bu değil.

Ponza Taşı Nereden Çıkartılır?

Ponza bir volkanik cam türüdür. Bazik ve asidik volkan faaliyetleri sonucunda olulan ponza; volkanların ani ısınması ve soğuması ile birlikte gazların kayayı hızlıca terk etmesi sonucu oluşur. Türkiye’de ponza taşı, volkanik faaliyetlerin tarihte çok olduğu Kayseri, Bitlis, Ankara ve Sivas çevresinde çıkartılabilir. İnşaat sektöründen kozmetik sektörüne, tarımdan tekstile kadar birçok sektör ponza ile ilgilenir ve bu sektörlerde kullanılır. Dünya ponza rezervlerinin %50’ye yakını Türkiye’de yer aldığından, Türkiye’de ulaşmak oldukça kolaydır.

Bauhaus’tan satın aldığım, Akdoğa Pomza (Ponza)

Bonsai Toprağında Ponza Taşı ve Avantajları

Ponza’nın kabarcıklı yapısı, bonsai toprakları ve diğer toprakların hava alma kapasitesini ve su tutma kapasitesini artırır. Volkanik topraklar arasında en uygun fiyatlı taşlar arasında yer alan ponza taşı; hafif yapısı ve dayanıklı yapısı sayesinde iki senede bir kere saksı değişimi yaptığınız topraklarda resmen bir amiral gemisi görevini görecektir. Bonsai toprak karışımınıza koyduğunuz ponzalar köklerinizin çürümesini engelleyen en önemli yapı taşlarından birisidir. Son olarak ponza taşı ile alakalı benim şahsi görüşüm olan bir bilgiyi de aktarmak istiyorum. Satın aldığınız ponzaları paketlerinden çıkartıp kullanmaya başlamadan önce elekten geçirmenizde fayda var. Tozlarından arındırılan taşlar toprak kalitenizi daha da artıracağı için bu saflaştırma işlemini yapmanız gerekiyor. Ayrıca saksı üstünde kalan toprak kısmını süslemek için de pomza kullananlar olduğunu birkaç internet sitesinde görmüştüm, artık kullanım amacınız size kalmış. Bonsailer için drenajı artırdığını ve su tutma kapasitesi yüksek olduğu için kökleri hem su hem de mineraller açısından dengeli beslediğini bilmeniz yeterli bence.

Ponza Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Endüstriyel taş üretimleri son zamanlarda oldukça arttı. Bu sebepten aldığınız ürünler ne olursa olsun bir şeylere dikkat etmeniz, uygun toprak seçimi yapmanız gerekir. Asidik pomza ve bazik pomza olarak iki ayrı türü olan bu madeni satın alırken bakmanız gereken en önemli nokta da türüdür. Bazaltik pomza olarak bilinen taşlar genelde koyu renkte olurlar. Asidik pomza yani bizlerin kullandığı pomza ise koyu gri renktedir ve silis oranı diğer madenlere göre daha yüksektir. Zaten ağacınızı suladığınız zaman asidik pomzanın çıkarttığı sesleri kulaklarınızla duyabilirsiniz. Mineraller bakımından oldukça zengin olan bu taşları satın alırken içeriğine bakmanızı öneriyorum. Gerçi günümüzde bulabileceğiniz paketli olan tarımsal pomza zaten bu değerleri taşıyordur ama yine de hatırlatmakta fayda var.

Mabet Ağacı (Ginkgo Biloba)

2
Ginkgo biloba leaves
Ginkgo biloba leaves

Yaprak döken ve renkleri değişen bir tür olan Gingko Biloba, uzun zamandır üzerinde çalışmak istediğim bir ağaçtı. Geçtiğimiz günlerde Koronavirüs nedeniyle fidanlıklara da gidemediğim için internet üzerinden satın alarak bir bonsai ormanı projesi daha yapmak aklıma geldi. 10 tane Ginkgo Biloba fidanı satın aldım ve hemen işe koyuldum. Tabii bu süre içerisinde bu ağacın bakımı ve diğer özellikleri ile de birçok kaynaktan bilgi topladım. Bu bilgileri sizinle paylaşmak, Ginkgo Biloba bonsai bakımı ile alakalı notlarımı da buraya yazmak istiyorum. YouTube kanalına video da yükleyeceğim ama ağaçlar streç filmle sıkıştırılarak paketlendiği için yaprakları çok kötü durumda olduğu için şimdilik estetik görünmedikleri için video çekmedim.

Alem:Plantae
Bölüm:Tracheophyta – Damarlı Bitkiler
Grup:Açık Tohumlular
Takım:
Sınıf:Ginkgoopsida
Aile:
Cins:Ginkgo

Ginkgo Biloba Ağacının Genel Özellikleri

Ülkemizde Mabet Ağacı olarak da bilinen bu türün genç fidanlarının gövdeleri açık gri olur. Biraz daha yaşlı ağaçlarında ise bu kabuk rengi daha koyu bir griye dönüşür. En büyük ve en yaşlı Ginkgo Biloba ağacı türleri Çin'de yer alır ve bu ağacın ana vatanı da Çin'dir. Bazı Mabet Ağaçları 40 metrenin üzerine çıkabilir, yaşlarının da 4000 civarı oldukları tahmin edilir. Bu anlamda gerçekten uzun ömürün bir simgesi haline gelen bu ağaç türü, ayrıca şifalı olduğuna da inanılan bir türdür. Erkek ve dişi olarak iki farklı türü olan bu ağacın cinsiyetlerini yapraklarından kolayca anlayabilirsiniz. Sonbahar dönemlerinde yaprakları göz alıcı bir sarılığa bürünen bu türün yaprakları ve tohumları kurutularak çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Bonsai Ormanı için hazırladığım videoyu mutlaka izleyin.